Putin Türkiye’ye «ikinci kadro»yu gönderdi. Bu ne demek oluyor?

İki gün önce yayınladığımız videoda, Putin'in bizzat önerdiği Türkiye'deki doğrudan müzakerelere katılıp katılmayacağını sormuştuk. Bugün Sayın Putin'in, Zelenskiy’nin bire bir görüşme davetini reddettiği ortaya çıktı. Bundan dolayı hayal kırıklığına uğrayan ABD Başkanı Trump da Türkiye'ye gitmeme kararı aldı. Ayrıntılar aşağıda.

«İkinci Kadro»

Son zamanlarda Rusya'nın savaş konusundaki pozisyonuna dair haberler genellikle gece yarısı yayınlanıyor. Bu sefer de aynısı oldu. Dün gece geç saatlerde Rusya'nın İstanbul görüşmelerine katılacak heyetinin bileşimi açıklandı. Kremlin sitesinde yayınlanan belgeye göre heyeti, tıpkı Mart 2022'de olduğu gibi Putin'in yardımcısı, tarihçi Vladimir Medinskiy yönetecek. Diğer üyeler ise bakan yardımcıları ve uzmanlar düzeyinde olacak. Örneğin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Galuzin, Savunma Bakan Yardımcısı Fomin, Genelkurmay Başkanlığı Daire Başkanı Kostyukov var. Bunlara ek olarak dört uzman daha katılacak. Bunların çoğunu ise kimse tanımıyor.

Putin’in kendisi Türkiye’deki görüşmelere gitmeyecek. Oysa doğrudan müzakerelerin yeniden başlamasını öneren kendisiydi. Kısacası, Rusya Devlet Başkanı Ukrayna ile yapılacak müzakerelere "ikinci kadro"yu gönderdi. Lavrov ve Uşakov'un bile olmaması göz önüne alındığında, bu aslında ikinci kadro bile sayılamaz.

Şu anda Orta Doğu’da bulunan ve Arap ülkeleriyle trilyon dolarlık anlaşmalar imzalayan ABD Başkanı Trump, Putin Türkiye’ye giderse görüşmeleri izlemek için İstanbul’a gideceğini söylemişti. Ancak Putin’in gitmeyeceğini duyunca Trump büyük bir hayal kırıklığı yaşadı ve kararından vazgeçti. Ukrayna ise doğrudan müzakerelere en üst düzey siyasileriyle katıldı: Zelenskiy, Sibiga, Umerov, Malyuk.

Bu ne anlama geliyor?

Birçok kişi şu soruyu soruyor: Putin doğrudan müzakereyi bizzat önermişken, neden komşu ülkenin cumhurbaşkanıyla yüz yüze görüşme teklifini kabul etmedi? Büyük ihtimalle bu, Rusya’nın müzakerelere ciddi bir önem vermediği ve savaşı devam ettirmek istediğinin göstergesidir.

Peki, öyleyse Sayın Putin gece yarısı gazetecileri neden toplayıp Ukrayna’yı İstanbul görüşmesine davet etti? Belki Putin, 2022 Mart ayında olduğu gibi, Kiev’in Umerov ve Arakhamia gibi isimleri göndereceğini, Rusya’dan giden Medinskiy gibilerin ise "Ukrayna ile anlaşamadık" açıklaması yaparak tüm dünyaya "İşte, biz anlaşmaya çalıştık ama Kiev kabul etmedi" mesajını vermeyi planlıyordur.

Fakat mevcut tablo şimdi tamamen farklı. Ukrayna komşusunun davetini kabul edip görüşmelere, ufak tefek kişileri değil, doğrudan cumhurbaşkanını gönderdi. Yani dünya kamuoyunun önünde artık, beş uluslararası kabul gören bölgesini kaybetme riskiyle karşı karşıya olsa da barış için çabalayan mağdur bir Ukrayna ve komşusunun beş bölgesini işgal edip savaşı bitirmek istemeyen bir Rusya var.

«Mandatları nedir?»

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, Türkiye’ye gelen Rus heyetini "sahte" olarak nitelendirerek Rus diplomatların yetki düzeyine şüpheyle yaklaştı: «Rus heyetinin düzeyi son derece sahte görünüyor. Onların bağımsız karar alma yetkisi (mandatı) olup olmadığını bilmemiz gerekiyor. Biz ise en üst düzey heyetle geldik. Görüşme formatı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılacak istişarelerden sonra netleşecek,» dedi Zelenskiy uçaktan indikten sonra gazetecilerle yaptığı görüşmede.

Ne olacak?

Şimdi ilginç bir soru gündeme geliyor: Görüşmeler nasıl bir formatta geçecek? Rusya tarafından Putin’in yardımcısı ve bir dizi bakan yardımcısı, Ukrayna’dan ise cumhurbaşkanı, dışişleri bakanı, savunma bakanı, istihbarat ve güvenlik servisleri başkanları katılıyor. Siyasi ağırlık açısından bu kadrolar birbirleriyle kesinlikle eşit değil.

Diyelim ki Ukrayna'dan Zelenskiy müzakereye katılıp Medinskiy’e, "Arkadaşlar, size Donetsk ve Luhansk’ı verelim, siz de Herson ve Zaporijya’dan çekilin," derse Medinskiy ne karar verecek? Her yeni teklif sonrası Putin’i mi arayacak? Bu kişinin en fazla Rusya’daki okul kitaplarına "Özel Askerî Harekât" hakkında bir bölüm ekleme yetkisi var, fakat Rusya Anayasası'na eklenmiş topraklarla ilgili pazarlık yapma yetkisi yok ki?

Sonuç olarak, bu ayrıntılar göz önüne alındığında, İstanbul’daki görüşmede bir anlaşmaya varılması pek mümkün görünmüyor. Umarız yanılıyoruzdur...

Telegram’da «Zamin»i takip edin!