Kuzey İrlanda'da sadıklar tarafından düzenlenen bir ateşde, göçmenlere karşı hazırlanan "gösteri amaçlı sanat enstalasyonu" yerel siyasetçiler, halk ve insan hakları savunucuları tarafından sert bir dille eleştirildi. Bu olay kamuoyunda ciddi tartışmalara ve yoğun gündem oluşmasına neden oldu.
Tyrone kontluğuna bağlı Moygashel köyünde bulunan bu ateşin üzerine, kimyasal maddelerden yapılmış bir tekne maketi yerleştirildi ve içine can yelekli onlarca insan benzeri kukla konuldu. Kuzey İrlanda'da her yıl Temmuz ayında düzenlenen geleneksel sadık kutlamaları çerçevesinde böyle bir görüntü kamu vicdanını derinden etkiledi.
Teknenin altına yerleştirilen pankartlarda "Tekneleri durdurun" ve "İlk olarak gazilere yardım, sonra mültecilere" ifadeleri yer aldı. Bu, son dönemde Birleşik Krallık'taki göç tartışmaları ve siyasi iklim düşünüldüğünde oldukça hassas bir konu.
Sinn Féin partisi meclis üyesi Colm Gildernew şöyle dedi:
"Bu iğrenç hareket nefret ve ırkçılıkla besleniyor. Adayımıza gelip burayı ev olarak benimseyen insanlar düşman değildir. Onlar dostumuz, komşumuz ve toplumun çoğu tarafından kabul görüp değer veriliyor."
SDLP'den meclis üyesi Malachy Quinn, olayı polise bildirdiğini ve bu tür hareketlerin "kültür" diye nitelendirilemeyeceğini belirtti:
"Bu bir gurur değil, bu bir zehir. Gözdağı ve ırkçılık kültür değildir."
Alliance partisinden Eddie Roofe da bu görüntünün hemen kaldırılması gerektiğini ifade etti:
"Bu tür gösteriler sadece korku yaymayı ve radikal fikirleri beslemeyi amaçlıyor. Bu toplumun genel görüşünü yansıtmıyor."
Demokratik Birlikçi Parti (DUP) ise yaptığı açıklamada, sadık ateşlerinin "pozitif kültürel kutlamalar" olması gerektiğini ve bayrak, kukla ya da hakaret içeren eşyaların yakılmaması gerektiğini belirtti.
Bununla birlikte, sadık aktivist Jamie Bryson, Moygashel'deki gösteriyi savundu. Twitter (X) uzerinden şöyle yazdı:
"Moygashel ateşi her yıl kültürel bir kutlamayla birlikte toplumsal bir protestoyu da içeriyor. Bu yılki tema: Kitle halindeki yasa dışı göç skandalı."
Geçmişte de buna benzer olaylar yaşanmıştı: İrlanda bayraklarının yakılması, milliyetçi siyasetçilerin kuklalarının tutuşturulması, toplumda bölücülük ve nefretin yayılması. Bu yılki olay ise, Manş Denizi'ni geçerek gelen göçmenler konusunun Birleşik Krallık'ta yeniden gündeme gelmesiyle daha da önem kazandı.
Son zamanlarda Ballymena ve diğer şehirlerde yaşanan göçmen karşıtı olaylar da durumu daha da ağırlaştırdı.
Martha Farrell gibi toplumsal aktivistler bu tür "sanatsal gösteriler"in nefret, ırkçılık ve toplumda bölücülüğü temsil ettiğini vurguluyor.
Bu olay gösteriyor ki, "kültürel bayram" adı altında yapılan bazı eylemler, sadece farklı topluluklar arasındaki gerilimi artırmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun bütünü için güvenlik ve hoşgörü ilkelerine zarar veriyor. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler
