Gazze'de insani yardımın dağıtılması meselesi yeniden uluslararası kamuoyunun dikkat merkezine yerleşti, diye BBC bildirdi. Amerika-İsrail İnsani Yardım Fonu'nun (GHF) ana lojistik noktasında güvenlik görevlisi olarak çalışan ABD Kara Kuvvetleri Özel Kuvvetleri “Yeşil Bereliler”in emekli yarbayı Anthony Aguilar, verdiği tanıklıkla gündeme damga vurdu. BBC muhabiri Jeremy Bowen’a verdiği röportajda, Amerikalı müteahhitlerin ve İsrail askerlerinin Gazze’de Filistinlilere ateş açtığına şahsen tanık olduğunu vurguladı.
Aguilar’ın söylediğine göre, İsrail’in “Merkava” tankı ana topundan insan kalabalığına mermi atmış, havan toplarıyla ateş açılmış ve sivillerin araçlarına saldırılmış. Onun ifadelerine göre, Gazze’deki insani yardım merkezleri çevresinde toplu ölümlere yol açan olaylar defalarca yaşanmış. BM verilerine göre, 21 Temmuz itibarıyla yalnızca bir böyle merkez yakınında en az 766 sivil hayatını kaybetmiş.
GHF yönetimi ise Aguilar’ın beyanlarını “tamamen yalan” olarak reddetti ve onu “memnuniyetsiz ve başına buyruk eski taşeron” olarak nitelendirdi. Aguilar ise işten çıkarılmasının başka bir nedeni olmadığını belirterek kendi tanıklığında ısrar ediyor.
Belirtmek gerekir ki, İsrail yetkilileri GHF'nin kurulmasını BM’yi Gazze’deki yardım dağıtımından uzaklaştırmak ve Hamas’ın yardımları yağmalamasına izin vermemek amacıyla açıklıyor. Ancak Cumartesi günü New York Times ve diğer kaynaklardan gelen bilgilere göre, İsrailli yetkililer dahi Hamas’ın BM insani yardımını düzenli olarak yağmaladığına dair somut kanıtlara sahip değil. ABD kurumları da bunu doğrulayacak herhangi bir kanıt bulamamış.
Röportajdan sonra İsrail Savunma Kuvvetleri, insani yardımları “sistemli olarak incelediklerini”, merkezlerde bariyerler ve göstergeler kurulduğunu ve ayrıca yardım merkezleri çevresinde sivil kayıpları hakkında gelen haberleri de araştırdıklarını bildirdi.
Anthony Aguilar’a göre: “Bu tesislerin amatörce organize edildiğini söylüyorum. Tecrübesiz, eğitimsiz, bu ölçekteki operasyonların nasıl yürütüleceğini anlamadan düzenlenmiş. Ve bu benim en hafif yorumum. En açık şekliyle, onları suçlu olarak adlandırırdım. Hizmetim süresince, silahsız, aç sivillere böylesine gereksiz bir şekilde şiddet ve güç uygulandığına hiç tanık olmamıştım.” O, bu olayları savaş suçu olarak değerlendiriyor.
Sonuç: Gazze’de insani yardım etrafında ciddi çelişkiler ve suçlamalar ortaya çıktı, yetkililer ve uluslararası kuruluşlar ise henüz kesin kanıtlar sunamadı. Bu mesele, bölgedeki istikrar ve insan hakları açısından en güncel konulardan biri olmaya devam ediyor.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!