
Avustralyalı bilim insanları tarafından yürütülen yeni bir araştırma, küresel ısınmanın insanların ruh sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini gösterdi.
Analizlere göre, iklim değişikliğine karşı keskin önlemler alınmazsa, 2050 yılına kadar ruhsal ve davranışsal bozukluk (RDB) vakaları yaklaşık %49 oranında artabilir.
Bu, Nature Climate Change dergisinde bildirildi.
Araştırma sırasında 2003–2018 yılları arasında Avustralya’da toplanan tıbbi veriler analiz edildi.
Uzmanlar, sıcaklık derecesi ile RDB kaynaklı hastaneye yatışlar arasında doğrudan bir ilişki belirledi.
Depresyon, kaygı, şizofreni ve uyuşturucu bağımlılığı gibi durumlar sıcak hava sırasında keskin şekilde artış gösterdi.
Örneğin: 2008 yılında Adelaide'de yaşanan 15 günlük aşırı sıcak döneminde çocuklar arasında hastaneye yatışlar %64, yaşlılar arasında ise %10 arttı.
Göreceli olarak ılımlı bir ısınma senaryosunda bile (2100 yılına kadar 3°C’den az) Avustralya’da ruhsal hastalıkların 2030’larda %11, 2050’lerde ise %27,5 oranında artması bekleniyor.
Eğer sıcaklık keskin şekilde artarsa, bu oran %49’a kadar çıkabilir.
Özellikle tarihte sıcak havaya alışık olmayan bölgelerde bu risk daha büyüktür.
Sıcaklık neden etkiler?
Sonuçlar oldukça net: sıcaklık uykuyu bozar, stres seviyesini artırır ve merkezi sinir sistemine oksijen taşınmasını azaltır.
Bu da mevcut ruhsal rahatsızlıkları daha da kötüleştirir.
Gençler özellikle risk altındadır — genellikle açık havada çalışırlar ve önlem alma alışkanlıkları düşüktür.
Araştırmacılara göre, iklim değişikliğine uyum sağlama sürecinde ruh sağlığının korunması öncelikli alanlardan biri olmalıdır.
Aksi takdirde sıcaklığın artması, tüm toplumda ruhsal sağlık yükünü ağırlaştırabilir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
İlgili haberler