date
views 517

Çin’in ABD'ye karşı mücadeledeki "silahları" nelerdir?

Çin’in ABD'ye karşı mücadeledeki "silahları" nelerdir?
Dünyanın iki büyük ekonomisi olan ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı her geçen gün şiddetleniyor ve küresel ekonomik kriz riskini daha açık hâle getiriyor. Donald Trump yönetimi, Çin ürünlerine karşı %245'e varan büyük tarifeler uygularken, Pekin bu hamleye yanıt olarak ABD ürünlerinin ithalatına %125'lik vergiler koydu.

Peki, Çin'in Trump politikasına karşı cevap hamleleri neler ve bu ticaret savaşında Pekin nasıl bir güce sahip? BBC analistleri bu sorulara kapsamlı cevaplar verdi.

Çin, ekonomik krize dayanabilir

Nüfusu 1,4 milyarı aşan Çin, dünyanın ikinci en büyük ekonomisi konumunda ve küresel krizlere karşı durabilecek büyük bir iç pazara sahip. Trump'ın uyguladığı yüksek vergiler Çin ihracatçılarına büyük baskı oluştursa da, ülkenin iç tüketim potansiyeli bu etkiyi önemli ölçüde hafifletiyor.

Bu durumda Çin Komünist Partisi, iç pazar ve yerli ürünlere olan ilgiyi artırma fırsatına kavuştu. Pekin, şu an büyük endişe içinde olsa da kendi gücüne olan güvenini koruyor.

Çin geleceğin teknolojilerine büyük yatırımlar yapıyor

Çin uzun süre dünya sanayisinin merkeziydi. Ancak Devlet Başkanı Xi Jinping döneminde ülke ekonomisi sadece üretimle sınırlı kalmadı, aynı zamanda yüksek teknoloji alanında da ABD ile rekabet etmeye başladı. Şu anda Çin; yapay zekâ (AI), yenilenebilir enerji ve çipler gibi yenilikçi alanlarda liderliğe oynamaya çalışıyor.

Çinli üretici BYD şirketi, 2024 yılında Tesla'yı geride bırakarak dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi hâline geldi. Ayrıca yapay zekâ alanında ChatGPT’ye rakip olarak DeepSeek isimli Çinli chatbot ortaya çıktı. Apple ise Huawei ve Vivo gibi yerli markalara pazar payını kaptırmaya devam ediyor.

Pekin, önümüzdeki on yıl içinde yapay zekâ sektörünü desteklemek için 1 trilyon dolardan fazla kaynak ayıracağını duyurdu.

Çin, Trump döneminden sonra dersini aldı

2018 yılında Donald Trump, Çin'in güneş panelleri ithalatına vergi koyduğu andan itibaren Pekin, dış ticaret ilişkilerini çeşitlendirmeye başladı. Şu anda Çin'in en büyük ticaret ortağı artık ABD değil, Güneydoğu Asya’dır.

Çin, 2023 yılında 60'tan fazla ülke ile ticaret ilişkilerini güçlendirdi, bu da ABD'nin ticaret ortaklarının yaklaşık iki katı anlamına geliyor. Ayrıca 2024 yılı sonunda Çin, rekor seviyedeki 1 trilyon dolarlık kâr ile dünyanın en büyük ihracatçısı konumuna yükseldi.

Çin, ABD tahvillerine baskı uygulayabilir

Çin’in bir başka önemli avantajı ABD devlet tahvilleri piyasasındaki konumudur. Şu anda Çin'in elinde 700 milyar dolardan fazla ABD devlet tahvili bulunuyor. Bu durum, Pekin'e ABD ekonomisine baskı yapmak için önemli ek bir “koz” hâline geliyor.

Nadir minerallerle karşı hamle

Çin'in en önemli güçlü yanlarından biri, dünyadaki en büyük nadir mineral rezervlerine sahip olması ve bunların işlenmesinde neredeyse bir tekele sahip olmasıdır. Çin, yapay zekâ çipleri, elektrikli araçlar ve rüzgâr türbinleri üretiminde gerekli olan disprozyum ve itriyum gibi minerallerin ana tedarikçisi konumundadır.

Trump'ın yeni vergileri uygulamasının ardından Pekin, bu nadir minerallerin ihracatını kısıtlayarak karşılık verdi. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, şu anda nadir toprak elementlerinin yaklaşık %61'i Çin tarafından çıkarılmakta ve %92'si yine Çin tarafından işlenmektedir.

Sonuç olarak şunu vurgulamak mümkün ki, Çin bu ticaret savaşının ekonomik etkilerinden kendisini korumak için bir dizi önemli araca sahiptir. Pekin, güçlü iç pazarıyla, teknolojik yenilikleriyle, küresel ticaret ilişkileri ve stratejik kaynaklarıyla ABD'nin vergilere dayalı baskısına karşı etkili biçimde direnebilir.
Ctrl
Enter
Haberler » Dünya » Çin’in ABD'ye karşı mücadeledeki "silahları" nelerdir?