
Hindistan, Keşmir’de 26 turistin öldürüldüğü terör saldırısından Pakistan’ı sorumlu tuttu ve 65 yıl önce imzalanan su anlaşmasının uygulanmasını ilk kez askıya aldı. Pakistanlı yetkililer bunu “su savaşı eylemi” olarak nitelendirdi. Kun.uz muhabiri, siyasi analistler İslamhan Ghaffarov ve Hamza Boltaev’e olayla ilgili sorular yöneltti.
Hindistan ile Pakistan arasındaki anlaşmazlık, dünyanın en tehlikeli donmuş çatışmalarından biridir. Özellikle Keşmir meselesi bu karşıtlığın merkezinde yer alıyor. Diğer çatışmalardan farkı, her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olmasıdır.
22 Nisan’da Keşmir’deki gerilim yeniden alevlendi. Çarşamba günü silahlı teröristler, Hindistan kontrolündeki Pahalgam’da çoğunluğu Hintli olan bir turist grubuna ateş açtı; en az 26 kişi hayatını kaybetti, 20’den fazla kişi yaralandı.
Saldırının sorumluluğunu “Lashkar-e-Taiba”ya bağlı “Direniş Cephesi” üstlendi. Hindistan saldırıdan Pakistan’ı sorumlu tuttu. Uçuşlar ve ticaret durduruldu, vizeler iptal edildi, diplomatların ülkeden ayrılması istendi. En önemlisi, Hindistan 1960’ta imzalanan su anlaşmasını tek taraflı olarak askıya aldı. Pakistan bunu savaş ilanı ile eşdeğer olarak değerlendirdi.
Siyasi analist İslamhan Ghaffarov’a göre, bölgedeki gerilim 2019’da Hindistan’ın Cammu ve Keşmir’in özerkliğini kaldırmasıyla başladı. O zamandan beri bölge doğrudan Yeni Delhi tarafından yönetiliyor ve bu durum Keşmirliler ile Pakistan hükümetinin tepkisini çekiyor. “Terör saldırıları bu hoşnutsuzluğun bir yansıması olarak görülebilir,” dedi.
“Mart ayında Pakistan’da ve Nisan ayında Pakistan sınırındaki İran’ın Belucistan bölgesinde terör saldırıları meydana geldi; Pakistanlılar ve Çinliler öldürüldü. İslamabad, saldırılardan Hindistan istihbarat servislerini sorumlu tuttu, Yeni Delhi ise bu iddiaları reddetti. Bu olaylar, her iki tarafın da üçüncü taraflar aracılığıyla çatıştığı izlenimini veriyor,” diye ekledi İslamhan Ghaffarov.
Bölge uzmanı Hamza Boltaev’e göre, Hindistanlı yetkililer şu ana kadar Pahalgam’daki terör saldırısında Pakistan kuvvetlerinin bağlantısını kanıtlayan herhangi bir delil sunmadı.
“Keşmir’in hem Hindistan hem de Pakistan kontrolündeki kısımlarında turizm gelişmiş durumda. Turizm, yerel halkın gelirlerinde önemli bir yer tutuyor. Terör saldırısı sonucu turist akışının azalması, yerel halkın ekonomik durumunu olumsuz etkileyecektir. Ayrıca, güvenlik önlemlerinin artırılması yeni kısıtlamalar getirecek ve bu da ekonomik zarara yol açacaktır.
Eğer Hindistan-Pakistan ilişkileri gergin kalırsa, bu Hindistan’ın ABD ve Çin ile ilişkilerini, Pakistan’ın ise Çin ile olan ilişkilerini etkileyebilir. Pakistan-Çin ilişkileri güçlü, ancak bu tür beklenmedik olaylar bu ilişkileri de sınayabilir,” dedi Hamza Boltaev.
İslamhan Ghaffarov ayrıca, Pakistan ve Bangladeş dışişleri bakanlarının yakın zamanda görüştüğünü ve 15 yıldır dondurulmuş olan ilişkilerin canlandırıldığını belirtti. Bangladeş’in tarihsel olarak Hindistan’a yakın, Pakistan’a ise mesafeli olduğu, ancak mevcut hükümetin Pakistan ile yakınlaşmayı seçtiği ifade edildi. Analiste göre, Hindistan’ın çevresindeki Müslüman ülkeler arasındaki iş birliği artıyor.
Analistlere göre, bu gerilim Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) içindeki güven ortamını da etkileyebilir; her iki ülke de 2017’den beri ŞİÖ üyesidir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
İlgili haberler