
Amerika Birleşik Devletleri’nin üst düzey yetkilileri, Almanya’daki aşırı sağcı “Almanya için Alternatif” (AfD) partisinin aşırılıkçı bir yapı olarak tanınmasını sert bir şekilde eleştirdi. Bu açıklamalar, resmî Berlin tarafından asılsız ve yersiz suçlamalar olarak değerlendirildi.
Sorunun çıkış noktası, Almanya Anayasayı Koruma Federal Dairesi (BfV)'nin AfD'nin vatandaşları milliyet ve yerleşim yerine göre ayırdığı ve böylece ülkenin birliğini bozmayı amaçladığı sonucuna varması oldu.
Bu yıl Şubat ayında yapılan federal seçimlerde parti, seçmenlerin neredeyse beşte birinin oyunu alarak, 630 sandalyelik parlamentoda 152 koltuk kazandı. Partinin temel politikası, göç karşıtı sert duruşu ile biliniyor ve genellikle milliyetçi görüşleri destekliyor. Almanya’daki diğer büyük siyasi partiler, ülkede milliyetçiliğin yayılmasına izin vermemek için AfD’yi hükümet koalisyonlarına dahil etmeyi kesin bir şekilde reddediyor.
Partinin aşırılıkçı ilan edilmesi Trump yönetimini rahatsız etti ve ciddi itirazlara yol açtı. Özellikle ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Almanya hükümetinin Soğuk Savaş'ın sembolü olan Berlin Duvarı’nı yeniden inşa etmek istediğini iddia etti. Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise Almanya’nın kararını “tiranlık” olarak nitelendirdi.
Bu sert açıklamalara Almanya Dışişleri Bakanlığı sosyal medya üzerinden hızlı bir yanıt vererek, AfD’nin aşırılıkçı yapı olarak tanınmasının demokrasiyi koruma zorunluluğundan kaynaklandığını açıkladı.
“Almanya’nın tarihî tecrübesi, ülkede sağcı aşırılığın yeniden yükselmesine asla izin verilemeyeceğini gösteriyor,” ifadelerine yer verildi.
Bu açıklama, 1933 yılında Adolf Hitler liderliğinde iktidara gelen milliyetçi güçleri hatırlatma amacı taşıyor olabilir.
Amerika ve Almanya arasındaki bu diplomatik gerilim, ikili ilişkilerdeki çatlağın bir göstergesi niteliğinde. Geçtiğimiz aylarda Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in 14 Şubat'ta Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupa liderlerine öğretmen edasıyla hitap etmesi, Avrupalı yetkililerin büyük tepkisine neden olmuştu.
Ayrıca şu günlerde iki ülke arasında gümrük politikası konusunda da ciddi anlaşmazlıklar yaşanıyor. Trump yönetiminin Avrupa’ya karşı yürüttüğü ekonomik savaş politikası, ilişkilerdeki gerginliği daha da artırıyor. Bu da ABD–Almanya ilişkilerinin geleceği hakkında endişeleri büyütüyor.
Amerika Birleşik DevletleriAlmanya HükümetiAşırı Sağcı PartiDemokrasi Korumaİkili İlişkilerGümrük Politikası Haberler
Telegram’da «Zamin»i takip edin! Ctrl
Enter
İlgili haberler