
[b]İstanbul'daki görüşmelerin devam etmesi Kiev açısından ne anlama geliyor? BBC muhabiri Svyatoslav Khomenko'nun yorumu.[/б]
Vladimir Putin'in "2022 yılında askıya alınan doğrudan müzakerelerin ön koşulsuz olarak yeniden başlatılması" önerisi Kiev tarafından kabul edilemez bulunurken, "ön koşulsuz olarak müzakerelere geri dönülmesi" talebi bir koşul olarak görülüyor.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonraki ilk haftalarda yapılan müzakereler, Rusya'nın öne sürdüğü Kiev'in teslim olma şartlarının tartışılmasından ibaretti.
Belgenin nihai olarak tartışmalara yol açan maddeleri arasında, örneğin Ukrayna ordusunun silah sayısı ve adlandırmasının sınırlandırılması veya Kiev'in Batı ile her türlü askeri işbirliğinden gönüllü olarak vazgeçmesi yer alıyordu. Bu maddeler ve Putin'in "çatışmanın nedenlerinin ortadan kaldırılması" ifadesine uygun olarak Moskova'nın diğer talepleri, o dönemde ve özellikle şimdi Kiev'de tamamen kabul edilemez olarak değerlendiriliyordu ve değerlendiriliyor.
Bu arada Putin'in o dönemde Ukrayna tarafının müzakereleri ihlal ettiği yönündeki tekrarlanan açıklamalarına rağmen Kiev, Ukrayna heyeti başkanı David Arakhamia'nın 2022 yılında hiçbir belgeyi onaylamadığını, bunun da gerekli yetkiye sahip olmamasından kaynaklandığını iddia ediyor.
Her halükarda, Kiev'in "ön koşulsuz" olarak İstanbul görüşmelerine dönmesini talep etmek, özünde Ukrayna'nın yeni bir Rus saldırısına karşı kendini savunamamasını sağlamak için hangi iplerin kullanılacağının tam olarak tartışılmasına bir davettir.
Bir diğer önemli gerçek ise Putin'in, Kiev'in askeri operasyonları durdurmadan müzakere masasına dönmesini talep etmesi. Bu mantık, Volodimir Zelenskiy'nin ilk haftadan beri tekrarladığı şeyin tam tersidir: O, ancak silah sesleri kesildiğinde doğrudan müzakerelere başlamaya hazır olacağını ve bunun Rusya'nın savaşı bitirme konusundaki ciddiyetini kanıtlamasına olanak tanıyacağını söylüyor. Kısacası, Moskova ile Kiev arasındaki pozisyon farklılıkları çok büyük ve temeldir.
Ancak bu destanın üçüncü önemli karakteri Donald Trump'ın detayları anlayıp anlamadığını söylemek zor. Zira bu hikayeyi iki farklı şekilde anlatmak mümkün.
Putin, Batı ile Ukrayna'nın otuz günlük ateşkes önerisini reddetti. Bu mantığa göre, daha sonra söylediği her söz tamamen uydurmadır, yani kendisine vaat edilen en ağır yaptırımlarla cezalandırılması gerekir.
Öte yandan Putin, Zelenskiy'nin "gayrimeşruluğu"ndan artık söz etmiyor ve Ukrayna ile doğrudan müzakerelere hazır. Duruma bu şekilde bakıldığında, Kiev'in Putin'in teklifini kabul etmemesinin barış sürecine bir sabotaj olduğu, Trump'ın da Zelenskiy'i cezalandırabileceği görülüyor.
Bu komplonun Washington, Avrupa başkentleri ve Kiev'den nasıl bir tepki alacağı önümüzdeki saatlerde belli olacak. Telegram'ın izleme kanallarından yapılan açıklamada, son birkaç günde Ukrayna hava sahasına ilk "şehitlerin" girdiği bildirildi. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler