date

Suriye’deki istikrarsızlığın ardında kim var? İsrail saldırıları ve uluslararası gerilimin analizi

Suriye’deki istikrarsızlığın ardında kim var? İsrail saldırıları ve uluslararası gerilimin analizi
Orta Doğu’daki durum yeniden gerildi: 16 Temmuz’da İsrail, Şam’ın merkezine birkaç hava saldırısı düzenledi; saldırılar yalnızca Suriye Savunma Bakanlığı binasına değil, cumhurbaşkanlığı sarayının yakınına da isabet etti. Bu hava saldırıları, güneybatı Suriye’nin Sveyda şehrinde hükümet güçleri ile Dürzi militanlar arasında yaşanan kanlı çatışmaların arka planında gerçekleşti, diye bildirdi reuters.com.

Bu saldırıların ardından İsrail Savunma Bakanı Israel Katz resmi bir açıklama yaparak, ülkesinin ordusunun Suriye’deki Dürzi halkını korumaya kararlı olduğunu vurguladı. Ancak, yine de hava saldırılarından sonra Dürzi liderinin hükümet güçleriyle ateşkese varıldığını açıkladığını da belirtti. Tüm gelişmeler, Suriye’deki durumun hala karmaşık ve istikrarsız olduğunu gösteriyor.

Suriye’nin geçici başkanı Ahmed eş-Şara ise perşembe sabahı halka, özellikle de ülkenin Dürzi topluluğuna seslenerek, onların hak ve çıkarlarını korumayı “öncelikli görev” olarak nitelendirdi. Eş-Şara konuşmasında, İsrail’in bağımsız Suriye’nin işlerine defalarca müdahale ettiğini ve bu sefer de ülkede huzursuzluk ve nifak çıkarmaya çalıştığını açıkça dile getirdi.

Fotoğraf: Reuters
"Güçlü olmak veya başarıya ulaşmak, tüm alanlarda galip gelmek anlamına gelmez. Eğer savaş başlarsa, sonuçlarını kontrol etmek ve istikrarı sağlamak çok daha zor olacaktır. Biz Suriyeliler, vatanımızı dış müdahaleden ve herhangi bir bölünmeden korumak için her şeyi yapmaya hazırız," diye vurguladı eş-Şara.

Konuşmasında özellikle Dürzilere seslenen eş-Şara, “Suriye asla kendi evlatları arasında bölünmeye izin vermeyecek. Sizin özgürlüklerinizi ve haklarınızı korumak bizim görevimizdir. Diğer devletlerle ittifak kurmaya veya aramızda nifak tohumları ekmeye yönelik her türlü girişim kararlılıkla reddedilecektir,” dedi.

Suriye liderine göre, İsrail’in müdahalesine rağmen bölgede nispeten istikrar sağlandı ve yasadışı gruplar dağıtıldı. Dünkü saldırılardan sonra ülke önünde iki yol var: yeni bir savaşa sürüklenmek veya ulusal çıkarlar temelinde barışı sağlamak.

“Biz savaştan korkmuyoruz. Ama halkımızın huzuru ve güvenliği, vatanımızın birliği her zaman öncelikli olacaktır,” diye ekledi eş-Şara. Aynı zamanda ülkeyi yeni bir kapsamlı savaşa götürecek yola girilmemesi konusunda da uyardı.

Fotoğraf: Reuters
SANA haber ajansının bildirdiğine göre, ülkenin birçok bölgesinde, özellikle Halep şehrinde halk, hükümete destek ve ülkenin iç işlerine yabancı müdahalelere karşı kitlesel gösteriler düzenledi. Bu, Suriyelilerin dış tehditlere karşı birliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Uluslararası arenada da bu gelişmeler karşılıksız kalmadı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, İsrail’in Sveyda, Dera ve Şam merkezine düzenlediği saldırıları kesin bir dille kınadı. Sözcüsü Stéphane Dujarric aracılığıyla yaptığı açıklamada: “İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Golan Tepeleri’ne yeniden konuşlanması ve hava saldırıları ile ilgili haberler ciddi endişe uyandırıyor,” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da durumun gerildiğini kabul etti ve tüm tarafları ihtiyatlı olmaya çağırdı. “Bu çok ciddi bir durum. Şu anda ilgili tüm taraflarla temas halindeyiz ve önümüzdeki saatlerde haberler gelebilir,” dedi Rubio.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı da bu hava saldırılarını kınayarak, bunları “Suriye’nin barış ve istikrarı yeniden sağlama çabalarına karşı sabotaj” olarak değerlendirdi. Türkiye Parlamentosu ise İsrail’in bu “alçak” operasyonunu şiddetle kınayan özel bir karar aldı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise saldırıyı “beklenen bir olay” olarak nitelendirdi ve ülkesinin Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklediğini açıkladı. “İsrail rejimi hiçbir sınırı tanımıyor ve yalnızca güç dilinden anlıyor,” dedi Arakçi.

Körfez İşbirliği Konseyi’ne üye ülkeler — Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE — bu hava saldırılarını “en sert şekilde” kınadı. Yaptıkları açıklamalarda, “İsrail’in bu eylemleri Suriye’nin egemenliğinin açık bir ihlali, uluslararası hukuka aykırı ve bölgesel güvenlik için ciddi bir tehdittir,” diye vurguladılar.

Avrupa Konseyi Başkanı António Costa da Şam’a yönelik saldırılardan ciddi endişe duyduğunu belirterek, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. “Tüm taraflar şiddetten kaçınmalı ve gerilimi azaltmak için çaba göstermelidir,” dedi.

Kısacası, Şam ve Suriye’deki son gelişmeler Orta Doğu’daki istikrarı bir kez daha ciddi şekilde sınava tabi tuttu. Bir tarafta dış tehditler, diğer tarafta ulusal birlik için mücadele ve uluslararası toplumun ciddi endişeleri. Farklı çıkarların ve siyasi çatışmaların devam ettiği bir ortamda, uluslararası baskı, siyasi açıklamalar ve kitlesel gösteriler olayların gelişimine yeni bir ivme kazandırıyor. Suriye’nin geleceği, barış ve güvenlik meseleleri bugün tekrar Orta Doğu’nun siyasi gündeminin merkezinde.

Fotoğraf: SANA News
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın
Haberler » Dünya » Suriye’deki istikrarsızlığın ardında kim var? İsrail saldırıları ve uluslararası gerilimin analizi