Dünyanın birçok ülkesinde, özellikle Çin ve Hindistan’da, aileler geleneksel olarak erkek çocukları tercih ediyordu. Bu nedenle 1980’den beri yaklaşık 50 milyon kız çocuğu dünyaya gelmedi. Bu durum, önemli demografik ve toplumsal sorunlara yol açtı.
Ancak son yıllarda bu eğilim ciddi şekilde değişmeye başladı. Uzmanlara göre, 2025’te “doğmayan” kız çocuk sayısı 200 bine kadar düşecek. Artık aileler kız evlat istemeye daha sıcak bakıyor.
Bu değişimin birkaç nedeni var. 2001’den beri yaklaşık 7 milyon kız çocuğu “korundu”, yani doğumuna resmi olarak izin verildi. Bu, devlet politikalarındaki ve toplumun bakış açısındaki değişimlerle ilgili.
Tüp bebek ve benzeri kliniklerde ebeveynler artık çocuklarının cinsiyetini seçebiliyor. Son yıllarda özellikle kız çocuk isteyen ailelerin sayısı gözle görülür şekilde arttı. Kız çocuklara bakış çok daha olumlu hale geldi.
Evlat edinme süreçlerinde de kız çocuklara talep yükseliyor. Bu yalnızca ülke içinde değil, uluslararası düzeyde de geçerli. Aile değerleri ve modern yaşam anlayışı da değişiyor.
Uzmanlar bu değişimi, kadınların toplumdaki statüsünün yükselmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerinin güçlenmesiyle açıklıyor. Kız çocuklara ayrımcılığa karşı uygulanan devlet politikaları ve kültürel reformlar etkili oluyor.
Bir diğer önemli etken de, kız çocuklar için eğitim ve gelişim imkanlarının genişlemesi. Dünya tecrübesi gösteriyor ki, kız evlatların doğumunu teşvik etmek toplumsal kalkınmaya büyük katkı sağlıyor.
Ailelerin tercihlerindeki bu yeni eğilim, gelecekte demografik denge ve cinsiyetler arasında gerçek eşitliğe kapı açabilir. Önümüzdeki yıllarda bu trendin daha da güçlenmesi bekleniyor.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!