— “Anne, karpuzu nereye koyayım?”
— “Başımın üstüne koy!” 😅
Yazın tam hararetinde, avludaki düğünde müzik coşkuyla çalıyor. Derken başında kocaman bir karpuzla “sahneye” çıkan bir kadın etrafındakileri bir anda fethetti. Dengesini hayret verici biçimde koruyor, dans adımlarını yumuşak ve ağır atıyor: eller melodiye uyuyor, baştaki karpuz ise sanki terazideki taş gibi kımıldamıyor.
Kulaklarda müzik, gözlerin önünde telefonlar: kimi video çekti, kimi alkışlayıp tempo tuttu. Çocukların sevinci sınır tanımadı: “Abla, bir kez daha!” sesleri ritme karıştı. Kimi dansa katıldı, kimi görüntüyü kaydetmeye koştu — herkesin yüzünde aynı duygu vardı: sevinç ve hayret.
Kadının serbest el hareketleri arasında profesyonelliğe özgü ince ayrıntılar var: adımın ritimle değişmesi, omuz kıpırdatmanın ölçüsü, baştaki “taşı” (karpuzu) merkezde tutmak — bunların hepsi çalışma ve hissiyat ister. Bu nedenle böyle bir numarayı evde tekrarlamaya acele etmeyin; güvenliği unutmayın — sevinç zararsız kalsın.
Kısacası, yoldan söylenen bir şaka (“Başımın üstüne koy!”) bütün mahallenin ruh hâline dönüştü. Karpuzlu dans — günün en “tatlı” videosu, en samimi kahkahası ve en sade neşesi oldu. Bu anlar çoğalsın: müzik yayılsın, dans sürsün, gülümsemeler yayılsın!
Telegram’da «Zamin»i takip edin!