
ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanımaya hazırlandığına dair haberler, uluslararası siyasi arenada büyük yankı uyandırdı. Bu konuda The Jerusalem Post gazetesi, Körfez ülkelerindeki kaynaklarına dayandırarak bilgi verdi.
Haberlere göre Trump, bu kararı Mayıs ayının ortalarında Orta Doğu’ya planlanan ziyareti sırasında, özellikle Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenecek zirvede açıklayabilir. Zirve kapsamında, Körfez Arap ülkeleri liderleriyle bir araya gelmesi bekleniyor.
“İbrahim Anlaşmaları”na yeni bir dalga mı geliyor?
The Jerusalem Post’un kaynağına göre, ABD’nin Filistin devletini resmen tanıması, Orta Doğu’daki güç dengesini önemli ölçüde değiştirebilir, ayrıca “İbrahim Anlaşmaları”na katılacak ülke sayısının artmasına da yol açabilir.
Bu sadece diplomatik bir adım değil, aynı zamanda ABD’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını yeniden gözden geçirmesi anlamına da gelebilir.
BM kararları ve uluslararası hukuk
Filistin’in devlet olarak tanınması meselesi, BM kararlarında ve uluslararası hukuk belgelerinde yıllardır yer almaktadır. Ancak İsrail yönetimi bu konuya her zaman şiddetle karşı çıkmıştır.
Nitekim 18 Temmuz 2024 tarihinde İsrail parlamentosu Knesset, Filistin devletinin kurulmasını reddeden bir kararı çoğunluk oyuyla kabul etti. Bu karar, uluslararası arenada ciddi eleştiriler aldı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu karara karşı çıkarak, 1967 sınırları temelinde başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını, bölgedeki barışın sağlanması için tek makul yol olarak nitelendirdi.
Macron da Filistin’i tanımayı planlıyor
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da kısa süre önce, resmi Paris yönetiminin yakın zamanda Filistin’i tanımaya hazırlandığını açıkladı. Bu durum, Avrupa’daki tutumların değişmeye başladığına işaret ediyor.
ABD’nin ikircikli politikası
Belirtmek gerekir ki, bugüne kadar ABD resmen iki devletli çözüm ilkesini desteklediğini beyan etmiştir. Ancak pratikte Washington çoğu zaman Tel Aviv’in Filistin karşıtı tutumunu desteklemiştir.
Filistin’in BM’ye tam üyelik kazanma girişimleri de ABD’nin vetosu nedeniyle defalarca engellenmiştir. Özellikle Nisan 2024’te, BM Güvenlik Konseyi’nde Filistin’in üyeliğiyle ilgili karar taslağı sadece ABD’nin karşı çıkması nedeniyle reddedilmiştir.
Trump’ın tutumu — gerçek bir değişim mi, yoksa siyasi manevra mı?
Eğer Trump, Filistin’i tanımayı resmen ilan ederse, bu İsrail yönetimi açısından büyük bir siyasi darbe anlamına gelebilir. Bazı analizciler bu durumu “şok etkisi” olarak değerlendirmektedir. Aynı zamanda Washington ile Tel Aviv arasındaki ilişkilerin de son dönemde bir hayli soğuduğu gözlemlenmektedir.
Örneğin, Nisan ayı başında gerçekleşen Benjamin Netanyahu – Donald Trump görüşmesi, ABD basını tarafından diplomatik bir başarısızlık olarak değerlendirilmişti. Netanyahu, Trump’ı İran ve Türkiye gibi konularda etkilemeyi başaramamıştı.
HAMAS, Gazze ve “gayrimenkul” meselesi
Aynı zamanda Beyaz Saray’ın, İsrail hükümetine HAMAS ile bir anlaşma yapılması konusunda baskı yaptığı da bildirildi. The Times of Israel gazetesine göre, Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff, İsrail’i “ABD’nin taleplerini kabul etmezseniz yalnız kalırsınız” diyerek uyardı.
Öte yandan Trump daha önce Gazze halkının komşu ülkelere yerleştirilmesini önermiş, bölgeyi “gayrimenkul” gibi değerlendirdiğini ifade etmişti. Bu açıklamalar da Trump’ın Filistin’e samimi bir destek vereceği yönündeki iddiaları şüpheli hale getirmektedir.
ABD’nin Filistin konusundaki yeni tutumu gerçekten somut bir adıma dönüşecek mi yoksa yalnızca bir medya manevrası mı olacak — bunu önümüzdeki günler gösterecek.
Ancak bir şey açık: Trump’ın olası açıklaması, Orta Doğu jeopolitiğinde büyük değişimlerin habercisi olabilir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
İlgili haberler