
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin kararnamesiyle Nariman Celal, Ukrayna’nın Türkiye Cumhuriyeti nezdindeki Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi olarak atandı. Bu karar, resmi kararname metniyle duyuruldu.
“Nariman Enveroviç Celalov, Ukrayna’nın Türkiye Cumhuriyeti nezdindeki Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi olarak atansın,” ifadeleri kararnamede yer aldı.
Bu atamayla Ukrayna yalnızca diplomatik gücünü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda Kırım meselesindeki kararlılığını da vurguluyor. Celal’in büyükelçi olarak görevlendirilmesi, onun kişisel mücadeleleri ve siyasi geçmişiyle daha da anlam kazanıyor.
Kimdir, nasıl bir yolculuk geçirdi?
Nariman Celal, Kırım Tatarı kökenli bir siyasetçi, gazeteci ve insan hakları savunucusudur. 27 Nisan 1980’de Özbekistan’ın Navoi şehrinde doğmuştur. 1989 yılında ailesiyle birlikte Kırım’a dönmüştür.
Odessa Ulusal Üniversitesi’nde siyaset bilimi eğitimi almıştır. Meslek hayatına “Avdet” gazetesinde gazeteci olarak başlamış, ardından ATR televizyon kanalında çalışmıştır. Ayrıca Simferopol’deki uluslararası bir okulda tarih ve hukuk dersleri vermiştir.
Celal, siyasi kariyerine 2013 yılında başlamış ve Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir.
Kırım’da kalmak — bilinçli bir tercih
2014’te Kırım Rusya tarafından işgal edildiğinde birçok aktivist bölgeyi terk etti; ancak Celal kalmayı tercih etti. Kırım Tatarlarının ve yerel Ukraynalıların haklarını savunmak için aktif mücadele verdi. İnsan hakları ihlallerini belgeleyerek, siyasi motivasyonlu davalarda rol aldı.
Ancak bu duruşu ona pahalıya mal oldu. 2021’de Kırım Platformu zirvesine katılmasının ardından, Rus güvenlik güçleri tarafından “sabotaj” suçlamasıyla gözaltına alındı. 2022 yılında, siyasi gerekçelerle yapılan yargılama sonucunda 17 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Zorlu süreçten büyükelçiliğe
2024 Haziran ayında Ukrayna ile Rusya arasında yapılan esir değişimi sonucunda Celal serbest bırakıldı ve Kiev’e döndü. Şimdi Ankara’ya büyükelçi olarak atanması, Türkiye’nin Ukrayna için ne denli stratejik olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Türkiye, uzun süredir Kırım Tatarlarının haklarını savunan ülkelerden biri. Bu nedenle Celal’in Türkiye’ye atanması, sadece diplomatik değil, aynı zamanda sembolik bir anlam taşıyor.
Nokta mı, yeni bir sayfa mı?
Hapishaneden diplomasiye — bu atama, sadece kişisel bir zafer değil, aynı zamanda Ukrayna’nın siyasi kararlılığının bir göstergesidir. Celal artık yalnızca bir aktivist değil, Ukrayna’nın dünyadaki resmi temsilcisidir.
Zamin.uz editörlüğü bu siyasi gelişmeleri ve diplomatik süreçleri izlemeye devam edecektir. Siz ne düşünüyorsunuz: Türkiye’ye büyükelçi olarak atanması, Celal için diplomaside yeni bir başlangıç mı, yoksa siyasi mücadelenin devamı mı? Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler