
Genellikle Donald Trump ve Orta Doğu konusu tartışılırken, odak noktasında öncelikle İsrail faktörü yer alır. O, ABD elçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyarak da eleştirilerin hedefi olmuştu. Ancak ABD başkanının bu defaki Orta Doğu seyahatinin son durağı da Tel Aviv değil. Rekor düzeyde anlaşmalar, Trump'a krallara layık karşılama, Araplara gösterilen saygı ve İran'a yönelik eleştirilerle dikkatleri üzerine çeken bir ziyaret oldu.
Kun.uz stüdyosunda Orta Doğu uzmanları Farhod Karimov, Şavkat İkromov ve Habibullohon Azimov konu hakkında görüşlerini paylaştılar.
Trump neden Orta Doğu ziyaretine Suudi Arabistan'dan başladı?
Farhod Karimov: Trump, ABD'nin ekonomik olarak yeniden güç kazanacağını, dünya üzerindeki etki alanını ve büyüklüğünü yeniden kazanacağını ilan etmişti. Bu, onun ilk başkanlık dönemi kampanyasında da net bir şekilde ifade edilmişti ve ilk ziyaretini özellikle Orta Doğu bölgesinden, yani Suudi Arabistan'dan başlatmıştı. O dönemde Arap ülkeleriyle yaptığı görüşmelerde, "Temel hedefimiz sermayeye sahip ülkeler ve unsurlara yönelik olacak," demişti.
Günümüzde dünyadaki en büyük yatırım projeleri Arap ülkelerinde bulunmaktadır. ABD'nin hedefi ise Çin'le rekabet etmek ve onu geçebilecek bir ekonomiyi yeniden inşa etmek. Trump için böyle bir sermaye şu anda su ve hava kadar gerekli. Trump bir iş adamıdır ve özellikle buna odaklanıyor. Suudi Arabistan ise bu sermayeye sahip Arap ve Müslüman ülkeler arasında en büyüğü ve en önemlisidir.
Bu açıdan bakıldığında Orta Doğu'ya ziyaretin özellikle Suudi Arabistan'dan başlaması ve dikkat edilirse en uzun sürenin de Suudi Arabistan'da geçirilmesi anlam kazanıyor. Görüşmeler neredeyse iki gün sürdü ve burada ele alınan ve tartışılan konuların çoğu ekonomik meselelerdi. Yani Washington'un ilk önceliği, Çin ve diğer ülkeler bu ihtiyacı karşılamadan önce Arap ülkelerinden siparişler almaktı.
Duraklar arasında neden İsrail yok? Tel Aviv'e karşı tutum mu değişti yoksa Trump'ın geçici bir ceza önlemi mi bu?
Habibullohon Azimov: Trump gerçekten de çok İsrail yanlısı bir başkandır. Trump döneminde ABD'nin İsrail'deki diplomatik temsilcilikleri Kudüs'e taşındı. Çünkü seçim kampanyası döneminde Yahudi lobileri Trump'ı desteklemişti. Ancak bugün Trump'ın Orta Doğu politikalarının değiştiğini görüyoruz, çünkü Trump bugün başkandan çok iş adamı olarak öne çıkıyor. Onun maliyeye ve sermayeye yönelik ilgisi, ABD'nin İsrail ile olan ilişkilerini bir kenara bırakmasına neden oluyor. Trump'ın Netanyahu ile ilgili sorunları da mevcut, çünkü Netanyahu bölgede barışı istemiyor.
Bugün Netanyahu'nun ABD'deki Yahudi diasporasından faydalanarak, ABD'yi İran'la karşı karşıya getirdiğini görmekteyiz. Trump, İsrail'in güvenliğinden ve devlet yapısından vazgeçemez, ancak Netanyahu olmadan bölgede dış politika yürütmeye çalışıyor. Bugün İsrail'de Netanyahu dönemi sona erer ve hükümet değişirse, elbette ABD her zamanki gibi İsrail'in bölgedeki güvenliği, ekonomik istikrarı ve siyasi konumunu destekleyecektir.
Şavkat İkromov: Trump'ın Avrupa ülkeleriyle ilişkileri çok olumlu değil, Avrupa ülkelerini sıkça eleştirmiştir. Bu nedenle Avrupa ülkelerinden böyle bir ziyaret beklenmiyordu. Kanada'ya yönelik de agresif çıkışlarda bulunmuştur. Dolayısıyla temel odak noktası özellikle Suudi Arabistan'dı. Trump'ın Riyad’a gelmeden önce Batı medyasında "Beyaz Saray’ın en büyük satıcısı Suudi Arabistan'da" başlıklı makaleler yayınlandı.
Yukarıda belirtildiği gibi ziyaretin temel amacı iş dünyasına yönelikti. Yani ABD'yi yeniden güçlü kılmak için ülkeye yatırımlar çekilmesi gerekiyordu. Avrupa ülkeleri de belki yatırım yapabilirlerdi, ancak ABD tarafından önerilen sektörler Avrupa ülkelerini ilgilendirmiyor. Bir diğer nokta ise, Arapların çok yetenekli tüccarlar olduğudur.
Özellikle Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın girişimcilik ve etkin yönetim konusunda oldukça bilgi sahibi olduğunu Trump kendisi de dile getirdi. Trump'ın ilk ziyaretinde temel anlaşmalar rekor düzeyde silah anlaşmalarıyla ilgiliydi, bu defa ise anlaşmalar daha çok inşaat, hizmet sektörü, yüksek teknoloji ve yapay zeka alanlarında imzalandı. Batı medyasının dikkat çektiği bir diğer nokta ise, imzalanan anlaşmaların çoğunun Trump ve çevresindekilerin çıkarlarıyla bağlantılı olmasıdır.
Suudi Arabistan ile imzalanan 600 milyar dolarlık anlaşmalar ise şimdilik sadece rakamlardan ibaret. Bu rakamların gerçekte ne kadar gerçekleşeceği henüz belirsiz. Trump'ın başkanlıkta yüz günü aştı ve halka bir şeyler göstermesi, ülkeye yatırım çektiğini söylemesi için bu ziyaret ona iyi bir malzeme sunuyor.
Sohbet sırasında ayrıca Trump'ın Suriye geçici lideri Ahmed eş-Şara'dan talepleri, Filistin'in tanınması, Katar ve BAE'deki görüşmelerin içeriği ve bölgede Çin-ABD rekabeti gibi konular da ele alındı. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler