date

Afganistan, Çin sözleşmelerini iptal eden ülkeler listesine katıldı

Afganistan, Çin sözleşmelerini iptal eden ülkeler listesine katıldı
Taliban, yakın zamanda Çinli Xinjiang Central Asia Petroleum and Gas Co. (CAPEIC) firmasıyla yapılan 540 milyon dolarlık büyük bir petrol çıkarma sözleşmesini iptal etti. 2025 başında duyurulan bu karar, sadece bir sözleşme anlaşmazlığından ibaret olmayıp, Afganistan’ın Çinli işletmelerle ekonomik ortaklıklarını yeniden değerlendiren ülkeler trendine katıldığını gösteriyor. Ocak 2023’te imzalanan sözleşme, ülkenin kuzeyindeki Amu Derya havzasının petrol zenginliğini ortaya çıkarmayı amaçlıyordu. Çinli şirket, ilk yılda 150 milyon dolar yatırım yapmayı ve yaklaşık 87 milyon ton ham petrol rezervi bulunan 4.500 kilometrekarelik devasa bir alanda petrol çıkarmayı taahhüt etmişti. Meşruiyet ve gelir arayan, mali açıdan zor durumdaki Taliban yönetimi için bu ortaklık ilk başta büyük bir fırsat gibi görünüyordu.

Bununla birlikte, Taliban’ın Madenler ve Petrol Bakanlığı sözcüsü Hamaun Afghan’ın bildirdiğine göre, ortak komite CAPEIC şirketinin sözleşmeyi birkaç kez ihlal ettiğini ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini tespit etti. Sözleşme, Başbakan Yardımcısı Molla Abdul Ghani Baradar ve Başbakan Molla Hasan Akhund’un tavsiyesiyle iptal edildi. İhlallerin detayları açıklanmasa da, bakanlık bundan böyle sonraki sözleşmelerin hukuki ve mali yönlerini incelemek için uluslararası danışmanlık şirketlerine kapı açmış oldu.

Bu karar, özellikle Taliban ve Çin arasında tarihsel olarak yakın ilişkiler varken önemlidir. 2021 yılında iktidara döndükten sonra Taliban, Çin şirketleriyle birkaç büyük maden ve ticaret sözleşmesi imzaladı, Pekin ise diplomatik ve ekonomik ilişkileri aktif şekilde sürdürdü. Çin, Taliban’ın atadığı büyükelçiyi resmen kabul eden ilk ülke olmuş, kendi büyükelçisini de Kabil’e göndermişti. Petrol sözleşmesinin iptal edilmesi, uluslararası izolasyona rağmen Taliban’ın da ortaklarından sözleşme gerekliliklerine uymalarını talep ettiğini gösteriyor. Afganistan’ın bu kararı, gelişmekte olan ülkelerde Çin projelerine eleştirel yaklaşım eğiliminin giderek arttığı daha geniş bir yönelişin bir parçası olarak görülüyor. Bu eğilim özellikle Afrika’da güçleniyor; birkaç ülke Çin’in iş uygulamalarından ve kredi politikasından memnun kalmayıp sözleşmeleri yeniden değerlendiriyor.

Gana’nın tecrübesi bu şüphelerin çarpıcı bir örneğidir. Batı Afrika ülkesi, Pekin merkezli Everyway Traffic and Lighting Tech şirketiyle trafik yönetim sistemi kurma sözleşmesini iptal etti. Projenin “yetersiz işler” nedeniyle durdurulduğu yetkililer tarafından açıklandı ve bu durum Çin şirketlerinin kalite konusundaki endişelerini yansıtıyor. En önemli nokta şu ki, Kongo Demokratik Cumhuriyeti de 2008 yılında Çin ile imzalanan maden sözleşmelerini yeniden inceliyor. Başkan Felix Tshisekedi bu anlaşmaları eleştirerek, “Biz sözleşme yaptıklarımız zenginleşiyor ama Kongo halkı hâlâ fakir,” diye beyanda bulundu. İlk sözleşme, Sinohydro Corp ve China Railway Group devlet şirketleriyle yapılmıştı; yol, hastane ve köprü inşaatı karşılığında ülkenin Sicomines şirketinde %68 hisse verilmesi öngörülüyordu. Ancak şeffaflık eksikliği ve yerel halkın yararına olmaması nedeniyle sözleşmeler tekrar gözden geçiriliyor.

Kenya’daki Çin altyapı projeleri de tartışmalara yol açıyor. Geçen yıl Temmuz ayında Kenya Yüksek Mahkemesi, 3,2 milyar dolarlık demiryolu inşaatı sözleşmesini “ihale kanunları ihlal edildiği için” iptal etti. Bu karar, Çin projelerinde şeffaflık ve yasallık konularına ciddi şekilde dikkat edildiğini gösteriyor. Etiyopya’da da Poly-GCL şirketiyle petrol-gaz çıkarma sözleşmesi sona erdirildi. Madenler ve Petrol Bakanı Takele Uma, şirketi “mali ve organizasyonel yetersizlikle” suçladı. Uyarılara ve defalarca fırsat verilmesine rağmen, şirket talepleri karşılamadı.

Uganda’nın tecrübesi de benzer: devlet, China Harbour Engineering Company (CHEC) ile demiryolu inşaatı sözleşmesinden vazgeçti. 273 kilometrelik Malaba-Kampala demiryolu için 2,2 milyar dolarlık proje, Çinli finansörlerin destek vermemesi nedeniyle gerçekleşmedi. Uganda artık Türk şirketi Yapi Merkezi ile işbirliği yapıyor, bu da altyapı ortaklıklarını çeşitlendirme eğilimine bir örnektir. Hatta Orta Amerika’da bile Çin etkisi sınanıyor — Panama mahkemesi, Hong Kong şirketinin Panama Kanalı’nın iki limanındaki imtiyazına karşı dava açtı. Bu da Çin’in önemli altyapıya etkisinin sorgulandığını gösteriyor.

Sözleşmelerin iptali, Çin yatırımlarında bazı ciddi sorunları açığa çıkarıyor: düşük uygulama kalitesi, şeffaflık eksikliği, ev sahibi ülkeler için elverişsiz şartlar ve yerel ihtiyaçlara yeterince dikkat edilmemesi. COVID-19 pandemisi bu sorunları daha da artırdı — Çin, büyük altyapı projelerine yatırım yapmada daha temkinli davranıyor, borçlu ülkeler ise kredileri geri ödemekte zorlanıyor. Birçok gelişmekte olan ülke için Çin yatırımları, başta şeffaflık ve yönetişim talepleri olmadan projeler getirmişti, ancak tecrübe göstermiştir ki, bu kolay şartlarda bile çoğu zaman gizli riskler — borç sürdürülebilirliği sorunu, proje kalitesinin düşüklüğü ve teknoloji transferinin eksikliği ortaya çıkıyor.

Taliban’ın petrol sözleşmesini iptal etmesi, uluslararası imkânları sınırlı hükümetlerin bile sözleşme gerekliliklerini sağlamaya çalıştığını gösteriyor. Bu durum, Çin şirketlerinin artık zayıf ve maddi açıdan sıkıntılı ülkeler tarafından bile düşük uygulama ya da şartların ihlaline göz yumulmayacağı sonucuna götürüyor. Daha fazla ülke Çin şirketleriyle ilişkilerini yeniden gözden geçirirken, Pekin proje kalitesi, şeffaflık ve eşitlik konularına ciddi şekilde eğiliyor. Çin yatırımlarının artık göz yumulup kabul edilmesi devri sona eriyor gibi görünüyor ve devletler sadece mali yardım değil, uzun vadeli fayda ve sözleşmelere uyuma da dikkat etmeye başlıyor. Afganistan örneği, uluslararası işbirliğinde geleceğe odaklanan ve değere dayalı bir yaklaşımın gelişmekte olduğunu gösteriyor.
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın
Haberler » Dünya » Afganistan, Çin sözleşmelerini iptal eden ülkeler listesine katıldı