
Çin'in askeri gücüne dair yeni bilgiler, uluslararası arenada ciddi endişelere neden olmaktadır. Reuters ajansı, Pentagon kaynaklarına dayanarak Pekin'in Çin ve Moğolistan sınırına yakın bölgelerde yüzün üzerinde kıtalararası balistik füze konuşlandırdığını bildirdi.
Washington’un analizlerine göre, bu süreç mevcut durumla sınırlı kalmayacak. ABD’nin değerlendirmelerine göre, 2030 yılına kadar Çin’in elindeki nükleer savaş başlıklarının sayısı yaklaşık bin adede ulaşabilir. Bu durumun, küresel stratejik dengeyi ciddi şekilde etkileme olasılığı yüksek.
Amerikan istihbarat raporlarında, Pekin'in, 2027 yılının sonuna kadar ordusunu Tayvan’a yönelik muhtemel askeri senaryolara hazırlamayı planladığı belirtiliyor. Ancak uzmanlara göre, Çin’in asıl önceliği doğrudan kara işgalinden ziyade uzak mesafeden saldırı kapasitesini genişletmek şeklinde şekillenmektedir.
Bilgilere göre, Pekin 1.500–2.000 deniz mili mesafedeki hedeflere yüksek hassasiyetle saldırı gerçekleştirebilecek senaryolar üzerinde çalışmaktadır. Böyle bir kapasite, Çin’e bölgesel stratejik üstünlük kazandırmanın yanı sıra, ABD’nin Asya–Pasifik bölgesindeki etkisini kayda değer şekilde azaltma amacını da taşıyabilir.
Reuters analizine göre, geniş çaplı askeri kapasitenin oluşması, bölgesel istikrarı bozma riskini artırmaktadır. Bu durum, yalnızca Asya–Pasifik bölgesi için değil, aynı zamanda bütün dünya güvenlik sistemine yönelik yeni bir tehdit olarak değerlendirilmektedir.
Kısacası, Çin’in nükleer ve askeri kabiliyetindeki hızlı artış, küresel siyasette güç dengelerinin yeniden değerlendirilmesini gerektiren bir faktör haline gelmektedir.
“Zamin”i Telegram'da okuyun!Меҳмон grubundaki ziyaretçiler bu yayına yorum yapamaz.