
Özbekistan’da her gün ortalama altı kişi trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Bu sadece resmi bir istatistik değil, aynı zamanda bir uyarı sinyalidir. 8 Temmuz 2025 tarihinde Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev, yol kaplamalarının kalitesi, güvenlik sistemi ve kazaların önlenmesine yönelik düzenlenen toplantıda bu sorunlara yeni bir yaklaşım gerektiğini sert bir şekilde belirtti.
Cumhurbaşkanlığı basın sekreterinin bildirdiğine göre, toplantıda son 7 yılda yollara ayrılan bütçeler ve yapılan reformlar analiz edildi. 2017 yılına kadarki bağımsızlık döneminin tamamıyla karşılaştırıldığında 3,5 kat daha fazla — 61 trilyon som harcandığı ortaya çıktı. Ancak beklenen sonuçlar hâlâ elde edilemedi.
Rakamlar kendini anlatıyor. Yalnızca 2024 yılında 9364 trafik kazası kaydedildi ve bunlardan 2030 kişi hayatını kaybetti. Yani her dört kazadan biri ölümle sonuçlanıyor. Bu da her gün en az altı ailenin yasa boğulduğu anlamına geliyor. En çok ölüm vakaları Semerkand, Taşkent ve Fergana vilayetlerinde kaydedildi.
2025 yılının ilk yarısında da 20 bölgede durum ciddiyetini koruyor. Kızıltepe, Çust, Taylak, Pahtacı, Urgut, Hankay, Peşkun, Denov, Olmazor, Şavat gibi birçok ilçede kaza sayısı artmış durumda. Ancak olumlu örnekler de var: Muynak, Nukus, Yangiobod, Tahtaköpir ve Ohangaron gibi şehirlerde hiç ölüm olayı kaydedilmemiştir. Bu başarılar yaygınlaştırılmalı ve uygulanmalıdır.
Toplantıda Şevket Mirziyoyev, “Güvenli Yol” ulusal programının hayata geçirileceğini duyurdu. Bu program kapsamında sadece yol altyapısı değil, yaya güvenliği de yeniden ele alınacak. Bu çerçevede “Güvenli Yol ve Güvenli Yaya” adında bir cumhuriyet fonu oluşturulacak.
Fon, 2025 yılında devlet bütçesinden 400 milyar som ile finanse edilecek. Kaynaklar sadece hedefe yönelik ve faydalı projelere — yaya yolları, trafik ışıkları, yol işaretleri ve bariyerlerin kurulması, fiziksel ve görsel güvenliğin sağlanmasına harcanacak.
Sevindirici olan, cezalardan elde edilen gelirlerin %25’inin doğrudan bu fona aktarılacak olmasıdır. Bu, her vatandaşın sorumlu davranışıyla toplum güvenliğine katkı sunması anlamına gelir.
Yollardaki bir diğer sorun ise altyapı ile denetim sistemi arasındaki bütünlüğün eksik olmasıdır. 967 km yaya yolu ve 38 bin yol işareti eksikliği, 1500’den fazla yolda koruyucu bariyerlerin bulunmaması tespit edilmiştir. Bu veriler başka eksiklikleri de ortaya koymaktadır.
Fergana’daki D-105 yolunun 6 km’lik kısmına bariyerlerin kurulmasının ardından 2025 yılında ölüm vakası yaşanmamıştır. Oysa önceki yıllarda bu bölgede her yıl en az 10 kişi hayatını kaybediyordu. Bu örnek etkili yaklaşımın göstergesidir.
Program kapsamında yeni bir elektronik portal da devreye alınacaktır. Vatandaşlar burada yol sorunları, trafik ışıkları, yaya geçitleri gibi konularda gerçek zamanlı bilgi alabilecek, görüş bildirebilecek ve projelere oy verebilecektir. Fotoğraf ve video raporlarla halk da denetleyici rolü üstlenecektir.
En önemli yönlerden biri kaynakların adil dağıtımıdır. Her il ve ilçe eşit fırsatlara sahip olacaktır. Fonun kaynak dağıtım yetkisi de bu ilkeye göre gerçekleştirilecektir.
Cumhurbaşkanının vurguladığı gibi, “her insan hayatı paha biçilemezdir.” Yolda hayatını kaybeden her insanın kaderi — devletin, toplumun ve ailenin kalbine inen bir darbedir. Bu yüzden bu sistemde ne ihmale, ne bürokrasiye, ne de kayıtsızlığa yer verilemez.
Her vali, her yönetici, her yol müdürü, kendi bölgesindeki yolları güvenli hale getirmeyi vatandaşlık görevi olarak kabul etmelidir. Bu yalnızca devletin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu hâline gelmelidir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler