
Sonbahar, virüs hastalıklarının vücuda saldırısını artıran bir zamandır ve bu dönemde bağışıklık sistemi güçlendirilmiş bir korumaya ihtiyaç duyar. Soğuk hava başladığında onu etkili bir şekilde desteklemenin birkaç yolu vardır. Bağışıklığı nasıl güçlendireceğinizi bilirseniz, hastalıklar hakkında endişelenmenize gerek yoktur. Bunun için birkaç basit kurala uymanız gerekir.
İyi ve yeterli uyuyun
Her insan çocukluğundan beri sağlıklı uykunun sağlığın anahtarı olduğunu bilir. Hiç düşündünüz mü, hasta olduğumuzda içgüdüsel olarak yatağımızdan kalkmakta neden acele etmeyiz? Çünkü uyku sırasında vücudumuzda bir dizi hormon, özellikle vücudumuzun ana savunma hücrelerinden biri olan lenfositlerin aktivasyonunda rol oynayan büyüme hormonu ve melatonin salgılanır. Bu yüzden derin uykuya daldığımızda bağışıklığımız bizi virüs ve bakterilere karşı aktif olarak korur.
Bu nedenle daha rahat bir yastık satın almamız ve kendimizi en az yedi saatlik iyi bir gece uykusuyla sağlamamız gerekir. Uykuya yatmadan önce odayı havalandırmalısınız, yüksek oksijen seviyesi beyin kan dolaşımına yardımcı olur.

Sirkadiyen ritimlerin oluşması için kendinizi aynı saatte uyumaya alıştırmak çok önemlidir. Sonrasında vücut uyku için gerekli saat sayısını kendisi belirler. Örneğin, vücudun yenilenmesi için bazı insanlara yedi saat, diğerlerine ise sekiz saat gerekir. Bu arada, bu özellikle migren hastaları için baş ağrısını önlemenin iyi bir yoludur.
Doğru beslenme
Vücudu tüm türde besin maddeleri — proteinler, yağlar ve karbonhidratlarla sağlamak çok önemlidir. Sonbahar düzenli diyetler için en uygun zaman değildir.
Ayrıca diyetinize daha fazla vitamin eklemelisiniz, örneğin bitki çayları, meyveler, taze toplanmış sebzeler ve kuruyemişler kullanabilirsiniz. Öncelikle, taze toplanmış meyve ve sebzeleri, özellikle mevsimsel vitaminlerin bulunduğu ürünleri tüketin.

Meyve ve sebzeler günlük beslenme düzeninizde olmalıdır, böylece vücut vitaminlerle desteklenir ve bağışıklığın güçlenmesine yardımcı olur. Örneğin, C vitamini vücutta depolanmaz, yani her gün yiyeceklerle alınmalıdır.
Spor — sağlık ve iyi ruh hali garantisi
Spor yapmak kanımızı oksijenle zenginleştirir, dayanıklılığı artırmaya yardımcı olur ve stres seviyesini azaltır. Spor yapacak zamanınız yoksa, yürümeyi alışkanlık haline getirin.
Ayrıca aerobik ve anaerobik egzersizleri dönüşümlü yapmak çok faydalıdır. Spor salonunda ve temiz havada yapılan egzersizlerde farklı kas grupları strese maruz kalır. Bu, oksijenin farklı doygunluk seviyeleriyle ilgilidir. Bu değişim sadece kas dokularının uyumlu gelişimini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kilo verme sürecine de katkıda bulunur.

Yıllık aşılarınızı ihmal etmeyin
Herkes yardıma ihtiyaç duyar ve bağışıklığımız da bundan muaf değildir. Zamanında aşılanma sayesinde bağışıklık sisteminizi zayıflamış ve tamamen zararsız patojenlerle “tanıştırarak” hastalığın başlamasını etkili bir şekilde önleyebilir ve ayrıca gelecekte soğuk mevsimde gerçek patojenlere karşı aktif koruma için hazır hale getirebilirsiniz.
Grip aşısı için en uygun zaman sonbaharın başıdır (Eylül ve Ekim ayları). Tam koruma gelişmesi için en az 2-4 hafta gerektiği unutulmamalıdır.
Virüs sezonu öncesinde her yıl grip aşısı yaptırmak ve pnömoninin ana etkeni olan pnömokoka karşı beş yılda bir aşılanmak önerilir. Ayrıca yeni koronavirüs enfeksiyonuna karşı revaksinasyon yaptırmanız gerekir.

Grip aşısı sadece virüse karşı bağışıklık oluşturmakla kalmaz, sağlıklı kişilerde ve kalp-damar sistemi hastalıkları olanlarda kalp-damar sistemini korumaya da büyük katkı sağlar.
Amerikan Kardiyologlar Derneği verilerine göre, grip aşısı yaptıran kalp hastalığı olan hastalarda ölümle sonuçlanabilecek komplikasyon riski, grip aşısı yaptırmayanlara göre %18 daha azdır. Diğer hastalıklardan ölüm riski %28, grip aşısı yaptıranlarda ise kalp problemleri yaşama riski %13 azalmıştır.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!