date
views 2 336

Ergenlerdeki saldırganlık nasıl giderilebilir?

Ergenlerdeki saldırganlık nasıl giderilir?
Soru: Ergenlerdeki saldırganlığın sebebi nedir?
Cevap:
Ergenlerdeki saldırganlık, öncelikle ergenin çevresinde oluşturulan olumsuz ortama verilen bir tepki reaksiyonudur. Ebeveynlerin çocuğa sevgi göstermemesi, çok sorgulaması (ancak öğüt vermeyi sorgulama olarak kabul etmemek gerekir), asılsız eleştirilerde bulunması, çocuğa baskı yapması, davranışlarını körü körüne sıkı kontrol etmesi, onu dinlememesi ve fikirlerine önem vermemesi, az da olsa teşvik etmemesi, çocuğun özgürlüğünü kısıtlaması, evde ve arkadaşları önünde onu küçük düşürmesi saldırganlığın temel nedenleridir. Bunun sonucunda ergen, çevresindeki dünyayı acımasız ve çevresindekileri kötü niyetli olarak algılar. Buna karşılık kendisi de kötü ve acımasız bir insana dönüşür.

Soru: Yani ergenlerdeki saldırganlık, ona gösterilen acımasız tutumun bir sonucu mu? Öyle mi?
Cevap:
Evet, öyle! Ergenlerdeki saldırganlık, onun karakterinde yansıyan bir savunma reaksiyonudur. Saldırgan ergenin her davranışı bilinçsiz bir harekettir. Örneğin, birini defalarca döver. Biri onu durdurmazsa, kendisi durmayabilir. Böylece içinde biriken negatif enerjiden kurtulur. Sonuçta ağır bir suç işleyebilir. Sevgi görmemiş bir ergen kimseye sevgi göstermez. Çünkü kendinde sevgi yoksa, başkasına sevgiyi nereden verebilir?

Soru: Belki de bu bir geçiş dönemi sonucudur? Zira hormonal değişiklikler diye bir şey var...
Cevap:
Doğru. Hormonal değişiklikler diye bir şey var. Hormonal değişiklikler ergeni huysuz, sinirli ve çabuk alınan biri yapabilir, ancak saldırgan yapamaz. Saldırganlığın altında yukarıda belirtilen yanlış psikolojik ortam yatar. Özellikle belirtmeliyim ki, hamile kadına eziyet etmek de ileride “psikopat” çocuğun doğmasına sebep olur.

Soru: Sürekli ebeveynleri suçluyoruz. Çevredeki sanal dünya yani akıllı telefonlar, televizyon vb.
Cevap:
Elbette, bunları inkar edemeyiz. Yine de öncelikle ebeveyn, sonra kreş, okul ve üniversite sorumludur. Sanal dünyaya hangi kapıdan girip hangi kapıdan çıkacağı da ebeveyn ve öğretmene bağlıdır. Sanal dünyaya sadece bilgi ve beceri öğrenmek için giren akıllı çocuklar buna örnek gösterilebilir. Çocuk kendini tanımadan evinde ebeveynin sadece güzel davranışlarını görür, sevgiyle sarılır, kalbinin kokusunu hisseder ve erken yaşta çalışmaya alıştırılırsa, onu asla sokak kötü alışkanlıklarına kaptıramazsınız.

Çünkü her türlü eğitimin merkezi ailedir. Okul, lise ve diğer yerler ise ikincil eğitim merkezleridir. Bu yüzden bilge halkımız “Kuş yuvasında gördüğünü yapar” der. Doğru, hayat acımasız ve dış dünya kötü niyetlidir. Ancak çocuğunuz psikolojik açıdan güçlü silahlarla donatılmış olmalıdır. Bazen böyle bir dünya büyükleri yaratır. Her devlet ve halk zor zamanlar yaşadığında, birçok halk kahramanı ortaya çıkar.

Soru: Her şey neredeyse anlaşılır. Şimdi ergenlerdeki saldırganlığı yenme yollarını gösterir misiniz? Ne yapmak gerekir?
Cevap:
İlgi alanlarını iyi öğrenin, en azından bir saatinizi onunla geçirin (daha fazla olursa daha iyi), ona sevgi gösterin ve aynı zamanda disiplin, çalışma ve sorumluluk sahibi olmayı öğretin. Sürekli “Sen böyle olmalısın, şöyle olmalısın” ifadelerini kullanmayın. Böyle talepler çocuğu ruhen kırar veya inatçı ve saldırganlık oluşturur. Ergeni kontrol etmek istiyorsanız, bunu onun fark etmemesi için yapın.

Aşırı şımartırsanız çocuk tembel büyür, sürekli korursanız motivasyonu sönük olur ve bağımsız karar veremez hale gelir. Hata yapsa bile kendi başına bir işi yapmasına izin verin. Ancak bu iş onun hoşuna gitsin, aksi takdirde işi sevmeden yapar ve sizden kaçmaya başlar. Tüm çocuklara eşit davranın. Ergeni sürekli azarlamak onun korku ve endişe duymasına, ellerinin titremesine veya konuşurken yere bakıp sessiz kalmasına neden olur. Buna psikolojik mutizm denir.

Soru: Yani öncelikle ebeveyn ergenle sürekli iletişim halinde olmalı mı?
Cevap:
Evet, öyle! Bu kitabımda çocuk 12 yaşına kadar ebeveynin dediğini yapar, 12 yaşından sonra kendi bildiğini yapar diye yazmıştım. Bu benim sözüm değil, çoğu insanın bildiği bir ifadedir. Yani her ebeveyn 12 yaşına kadar olan dönemi kaçırmamalıdır.

Soru: Oğlu zaten saldırgan olmuş ebeveynlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Cevap:
Ebeveynlere tavsiyelerim şunlardır:
1. Hiçbir çocuk kendi isteğiyle saldırgan olmaz, böyle olmayı istemez, onu durum böyle yapar, durum. O halde durumu değiştirin!
2. Ergen yaşına gelmiş çocuğunuz “kötü” ise öncelikle eğitimi kendinizden başlayın, şimdiye kadar çocuğunuzla nasıl davrandığınızı eleştirel olarak analiz edin. Bu işi eşinizle birlikte tartışmanız daha iyi olur.
3. Ergenin sorunlarını ertelemeyin, inceleyin, nerede çözüm bulamıyorsanız çözümünü bulun. Eğer kendi sorununu ebeveynine anlatmaktan kaçınıyorsa, teyze, hala, amca, dayı gibi yakınları devreye sokun.
4. Hangi girişimle gelirse destekleyin. Genel olarak ergenin herhangi bir girişimde bulunması onu eğitmek için mükemmel bir fırsattır. Her inatçı çocuğun da iyi bir girişimi vardır, sadece onu bulmak gerekir.
5. Ergen kendini büyükler gibi davranmak ister, ancak herkes bunu başaramaz. Bu konuda ona yardım edin, destek olun. Ergene özgü alışılmadık duygusal tepkileri doğru anlayın, ona empati gösterin. O sizin sevginizi ve “Sen yalnız değilsin” anlamını veren yüz ifadenizi hissetsin.
6. Evde kavgaya yol açan durumlar yaratmayın, çocuklar önünde birbirinizle tartışmayın, evde baba otoritesini çocuk hissetsin.
7. Ergenle eşit düzeyde, dostça konuşun. Hatta ondan tavsiye alın. Bu tutumunuz karşısında şaşırsın: “Acaba babam bu konuda benden tavsiye istedi.”
8. Sorgulayıcı olmayın, belki de dost olun. Ancak “Balın da tadı vardır” kuralına uyun. Sürekli akıl vermek, içindeki tüm zekayı çalışmaz hale getirebilir.
9. Onu çalışmaya alıştırın, yaptığı işi övün, hata yaparsa azarlamayın, “Bence bunu şöyle yaparsan ne dersin” şeklinde yaklaşın. Böylece kendi hatasını fark eder.
10. Çocuk sizi taklit eder, bunu unutmayın. O halde kendiniz iyi huylu olun.

Nöropsikolog,
profesör Zarifboy İbodullayev
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın
Haberler » Yaşam » Ergenlerdeki saldırganlık nasıl giderilebilir?