
Muhtemelen 40-45 yaşından sonra her insan yaş ilerledikçe zamanın daha hızlı geçtiğini fark etmiş olabilir. Önceden önünüzde çok zaman varmış gibi önemli işleri erteleyebiliyordunuz, şimdi ise gün içindeki saatlerin belirgin şekilde azaldığı hissine kapılıyorsunuz. Basit şeyler bile daha fazla zaman alıyormuş gibi görünüyor. Peki bu nasıl ve neden oluyor?
Bilimsel açıklama
Belirlendi ki, yetişkinlikte zamanın hızla geçmesi öznel bir his değildir. Japon bilim insanları bu durumu açıklamaya çalıştılar. Araştırmalarına göre, yıllar insan beynindeki nöronların eskimesine etki ediyor ve bu nedenle zaman algısı bozuluyor. Beynin dış dünyaya süper-marginal nöronları bir süre sonra diğer nöronların faaliyet hızının gerisinde kalıp yorulmaya başlıyor. Bu özellik yetişkinlerde belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Onlarda zamanın yüksek hızda akıp gittiği hissi var, ancak yine de önlerinde çok zaman olduğunu düşünerek hiçbir şey yapamıyor, her şeyi sürekli erteliyorlar.
Gerçekten de bunu kendinizde gözlemleyebilirsiniz; eğer önceden birden fazla işi aynı anda yapabiliyorsanız, şimdi onları gerçekleştirmeyi erteliyorsunuz. Az dikkat gerektiren basit hareketler bile birkaç saat geciktiriliyor. Kırk yaşından sonra öğrenmenin çok zor olduğunu fark ediyorsunuz. Uzmanlar bu gerçeği beynin kendine özgü özelliklerine bağlıyor. Gençlikte birçok yeni izlenim vardır, beyin alışılmadık hareketleri ve deneyimleri dikkatle işler ve hatırlar, sonraki benzer durumlarda otomatik olarak hareket etmeye başlar. Yaş ilerledikçe yeni izlenimler azalır, beyin “eskimiş” nöron bağlantıları temelinde otomatik pilota geçer.
Yenilik – unutulmuş iyi eskilik
Eğer beyin yeni bilgileri işlemeyle meşgulse, saat donmuş gibi hissedilir. Bu yüzden çocukluğumuzda zaman çok yavaş geçiyormuş gibi gelir, şimdiki gibi koşmaz. İnsan ne kadar yaşlıysa, hayatında zaman o kadar hızlı geçer.
Zamanın geçişini nasıl yavaşlatabiliriz?
Bunun için beyninizi sürekli çalışmaya zorlamalısınız, böylece zamanı kontrol edebilir. Yeni izlenimler size yardımcı olabilir. Hepimiz biliyoruz ki, başka ülkelere seyahat etmek için para ve zaman bulmak zor, ancak daha önce hiç bulunmadığınız yerlerde yürüyebilir, tiyatroya veya müzeye gidebilirsiniz. Ayrıca yeni bilgiler öğrenmek, yeni arkadaşlarla iletişim kurmak, farklı aktiviteler ve dinlenme de beyin faaliyetini olumlu etkiler.
Optik illüzyonlar müzesi
Bilim insanlarının önerdiği bir diğer etkili yöntem, hayatınızın her saatini yazmak. Bu tavsiyeyi kendiniz deneyin. Her gün yarın yapmanız gereken işlerin küçük bir planını yapın. Ve yeni gün geldiğinde, her zaman geçen saatler içinde yaptığınız işleri yazın, bu zaman aralığını doğru değerlendirmeye ve daha çok iş yapmaya yardımcı olur. Bu deneyimi iki hafta boyunca sürdürün. Görevleri bir buçuk, hatta iki kat fazla yaparsınız ve zamanı daha iyi hissetmeye başlarsınız.

Ayrıca, beyin yarımküreleri arasındaki organik ilişkiler beynin daha verimli çalışmasına yardımcı olur. Örneğin, alışık olmadığınız elinizle (eğer sağaksanız sol elinizle ya da tam tersi) hareketleri yapmaya çalışın. Rahatsız elinizle yemek çatalı tutmaya, yazmaya, çizmeye, kıyafet düğmelerinizi iliklemeye çalışın. Ya da özel egzersizler yapın: elleriniz, ayaklarınız veya parmaklarınızla aynı anda farklı hareketler yapın.
Örneğin şöyle: aynı anda bir elinizin başparmağını, diğer elinizin küçük parmağını çıkarın. Sonra birinin yüzük parmağını, diğerinin işaret parmağını çıkarın ve böyle devam edin. Sonra ters sırayla devam edin.
Bu yöntemler beyin yarımkürelerinin yaklaşık olarak eşit derecede gelişmesine yardımcı olur.
Peki, yaşa bağlı zaman algınız değişti mi?..
Usmonjon Yo‘ldoshev
Telegram’da «Zamin»i takip edin! Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler