Kandaki yüksek kafein seviyesi, obezite ile tip 2 diyabet riskini azaltabilir. Aralarındaki ilişkiyi İsveç ve İngiltere bilim insanlarının yürüttüğü yeni araştırma sonuçları gösterdi.
Bilim insanları öncelikle kahve tüketimi ile diyabet riskinin azalması arasındaki bağlantıyı belirlediler. Ancak bu tür araştırmalar çoğunlukla gözlemsel verilere dayanıyordu, bu yüzden neden-sonuç ilişkisi değil, sadece olgular arasındaki bağlantı hakkında konuşabiliyorlardı.
Mendel randomizasyonu yöntemiyle yeni veriler elde edildi. Belirlendi ki, kafein metabolizması daha yavaş olan kişiler, diğerlerine göre daha az kahve tüketseler bile kandaki kafein miktarı daha yüksek oluyor. Bu kişilerde vücut kitle indeksi ve vücut yağı miktarı yüksek olmuyor, tip 2 diyabet olma ihtimali de daha düşük. Yaklaşık 10 bin gönüllüde yapılan gözlemler böyle sonuçlara ulaştı.
Bilim insanları ayrıca, düşük kilolu kişilerde diyabet olma ihtimalinin %43 daha az olduğunu hesapladı. Ancak bu genetik varyantlar ile kardiyovasküler hastalık riski arasındaki bağlantı tespit edilemedi.
Yazarlar bu araştırmada sınırlamalar olduğunu kabul ediyorlar. Özellikle tüm katılımcılar Avrupalıydı, bu yüzden sonuçlar örneğin Asyalı kişiler için farklı olabilir. Ayrıca, Mendel randomizasyonu diğer araştırma türlerine göre daha iyi olsa da mükemmel değildir. Ayrıca, aynı türdeki diğer araştırmalar kafein tüketimi ile diyabet riskinin azalması arasında hiçbir bağlantı bulamamıştır.
Ancak araştırma sonuçlarını tamamen reddetmemek gerekir. İnsan vücudunda kahve içmenin diyabet ve obezite riskini nasıl azalttığını açıkça gösteren mekanizmalar vardır. Özellikle kafein iştah üzerinde kısa süreli etkiler gösterir ve ayrıca vücut yağlarını eritme ve enerji harcama yeteneğini artırır.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!