Fotoğraf: Marie Claire
Günümüzde herhangi bir Özbek evini çaysız hayal etmek mümkün değildir. Her ne kadar yabancı ülkelerde de sevilen bir içecek olsa da, düzenli olarak tüketilen içecekler arasında yer almaz. Ayrıca, Özbek halkı Çin milletinden farklı olarak bu içecek için özel törenler düzenlememiştir. Çinliler çay içmek için özel hazırlık yapar ve 15 dakika önce demlenmiş çayı içmemeyi doğru bulurlar.
Çinli bilim insanlarının vurguladığına göre, çay hazırlandıktan sonra 15 dakika geçtikten sonra içinde zehirli maddeler oluşur ve bunu içmek kesinlikle mümkün değildir. Bu maddeler vücuda girerek her organı zarar verebilir olabilir.
Karaciğere darbe
Çayın sıcaklığı soğumaya başladığında, yüzeyinde lekeler fark edilebilir. Bunun sebebi hakkında bilim insanları henüz bir sonuca varamamıştır. İngilizler bunu kimyasal reaksiyon olarak değerlendirir. ABD’li bilim insanları ise bunun sebebini uçucu yağ olarak görür. Her ne olursa olsun, magnezyum, demir ve kalsiyumu oluşturan protein molekülleri ile azotlu bazlar sindirim sistemine olumsuz etki yapar. Bunlar bağırsak duvarlarını sarar ve besin maddelerinin emilimini engeller. Böylece karaciğer büyük bir zorlanmayla çalışır.
Gastrite yol açar
Aynı lekelerde bulunan organik bileşikler hava ile reaksiyona girerek patojen mikroflora için ideal bir ortam oluşturur. Ve bir gün sonra küflenme durumu ortaya çıkar. Çin’de bu durum “yılan zehri” olarak adlandırılır ve hatta düşmana bile layık görülmez. Elbette, dün kalan çayı içmek kimsenin aniden ölmesine neden olmaz. Ancak vücut patojen mikroflorayı görmezden gelmez. Onunla savaşmak için enerji ve kaynak harcamaya başlar. Sonuçta alerjik reaksiyonlar ve mide ülseri oluşabilir.
Yüksek tansiyon
Çayı aşırı tüketmemenin bir diğer nedeni de kafeindir. Çay demlendiğinde yapraklar suya uçucu yağ, vitamin ve faydalı maddeler verir. Eğer çay uzun süre bekletilirse, bu süreç devam eder. Ancak zamanla uçucu yağlar ve çay polifenolleri oksitlenir, amino asitler ve vitaminler parçalanır. Aynı zamanda, çay ne kadar çok içilirse, o kadar fazla kafein vücuda girer. Uzun süre bekletilen çay, kafeinin etkisiyle kalp atışını hızlandırır ve kan basıncını yükseltir.
Metaller
Birkaç yıl önce Amerikalı bilim insanları bazı çaylarda kurşun bulunduğunu tespit etti. Ayrıca, içecekteki metal miktarı demleme süresiyle bağlantılıdır; çay ne kadar uzun süre beklerse, o kadar çok ağır metal içerir. Bilim insanları ciddi sonuçlara yol açmaması için çayın ekolojik olarak en az kirlenmiş bölgelerden seçilmesini önerir.
Yemek borusu kanseri
Çin, Japon ve Hint milletlerinde çay demlemenin kendine özgü yöntemleri vardır. Onlar asla kaynar su kullanmazlar. Siyah çay için ideal sıcaklık 90-95 derece, yeşil çay için 70-80 derece olarak kabul edilir. Eğer su yüksek sıcaklıktaysa, yapraklardaki faydalı maddelerin yanı sıra uçucu yağlar da yok edilir. Ayrıca, içeceğin kendine özgü tadı için onlar sorumludur. Onkologlar ise çok sıcak çay içilmesini tavsiye etmez. Kaynar su yemek borusunu kaplayan hücreleri içeriden yok eder, bu da kanser hastalığının ortaya çıkmasına neden olabilir.
Böbreklerde taş
Chicago Üniversitesi bilim insanları sıcak havada buzlu çay içmeyi inceledi. Ortaya çıkan sonuçlara göre, soğutulmuş içecekte yüksek miktarda oksalat oluşur. Bu, oksalat asidi tuzları ve uçucu bileşiklerin birleşiminden oluşur. Bunlar içeceğin sıcaklığında mevcutken, soğuduktan sonra böbrekte taş oluşumuna yol açabilir.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!