
Bir haftada beş kilo vermek, hem de egzersiz ve zorluk olmadan — neredeyse herkesin hayali. Bugün herkes keto diyetini hatırlarsa, yarın aralıklı oruca geçer. Sonra yeni bir yönelim: “Ne zaman istersen ye, sadece bedenini dinle”. Ancak vücut her zaman neye ihtiyacı olduğunu bilmez, bazen o da yanılır.
Son yıllarda yaygınlaşan ve çokça tartışılan üç diyet yöntemini seçip, onları bilimsel açıdan inceledik.
Keto diyeti: yağ yiyerek zayıflamak — gerçek mi yoksa söylenti mi?
Keto tanıtımı şöyle: “Yağlar dost, karbonhidratlar düşman”. Diyet karbonhidratsızdır, vücut keton maddelerine uyarlanır. Beyin artık glikoz değil, yağdan oluşan ketonlarla çalışır.

Başlangıçta, özellikle daha önce karbonhidrat ağırlıklı besleniliyorsa, vücut tepki verir — kilo düşer. Ancak aynı zamanda olumsuz yanları da ortaya çıkmaya başlar.
Doktor-nutrisyonist Arina Tertişnaya uyarıyor:
“Keto sadece bir diyet değil, tıbbi bir tedavi yöntemidir. Doktor tavsiyesi olmadan başlamak — hastalıkla soğuk suya atlamak gibidir. Eğer karaciğer, bağırsak veya iç organların durumu analiz edilmemişse, keto zarar verebilir.”
Azalır — ancak kaybedilen kiloyla birlikte safra kesesi sorunları, hormonal bozukluklar ve tiroid bezi fonksiyonlarında aksaklıklar da “hediye” olarak gelir. Bu bir diyet değil, kontrol gerektiren bir süreçtir.
Aralıklı oruç: hafif zayıflama mı yoksa gizli yorgunluk mu?
16/8, 18/6, OMAD — konsept basit: Daha az zamanda yemek yerseniz, daha çok zayıflarsınız. Ancak bu miktar değil, zamanla ilgilidir.

Yasaklı yeme zamanlarıyla insülin seviyesi düşürülebilir, kandaki şeker dengede tutulabilir ve otofaji (hücrelerin kendini temizlemesi) süreci aktifleşebilir. Ancak bu yöntem herkes için aynı derecede etkili değildir.
Nutrisyonist Arina Tertişnaya vurguluyor:
“Eğer kişide vitamin eksikliği, uyku bozukluğu veya ruhsal stres varsa — zaman zaman aç kalmak durumunuza darbe olabilir. Açlık stres demektir, buna hazırlıklı olmak gerekir. Aksi takdirde fayda yerine yorgunluk gelir.”
Sezgisel beslenme: özgürlük mü yoksa illüzyon mu?
Görünüşte: Saymak gerekmez, kilo ölçmek şart değildir, istediğiniz zaman yiyin. Vücudunuz ne isterse onu verin.

Ancak bu her zaman sezgi değildir. Örneğin, magnezyum veya B grubu vitamini eksik olan bir kişi çikolata “ister” — bu vücudu için değil, beynindeki dopamin içindir.
Nutrisyonistler hatırlatıyor: “Sezgisel beslenme” maskesi altında yıllarca yanlış beslenmeye devam etmek mümkün. Bu özgürlük değil, yeterli bilgi ve ruhsal dengeye sahip olmayan bir yönetimdir.
Çoğu kişi bu yöntemi “tatlıyı seviyorum ve kendimi kısıtlamıyorum” diye değerlendirir. Aslında sezgi değil, atalettir.
Sonuç: evrensel diyet yoktur
Beslenme tarzı sadece yemek değildir — bu kişinin kendi vücudu, hayatı ve günlük yaşamıyla iletişimidir. Her beden bireyseldir. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki: ne kadar modern yöntem olursa olsun, dengeli beslenme, hareket ve iyi uyku yoksa — sonuç da olmaz.
Zamin.uz editörlüğü sağlıklı yaşam tarzıyla ilgili güncel konuları takip etmeye devam edecektir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler