Günümüzde vitaminler neredeyse her türlü hastalığın önlenmesi için evrensel bir araç olarak kabul edilmektedir. Kullanımlarıyla ilgili tavsiyeler sağlık ve güzellik ile ilgili her yayında bulunmaktadır. Ancak öncelikle, uzmanla danışmadan vitamin almak vücut için tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır.
Vitaminler sağlık için gerekli olan biyolojik aktif bileşiklerdir. Vitaminlerin özelliği, çoğunun vücutta oluşmamasıdır. Bu nedenle, düzenli olarak dışarıdan gıda şeklinde alınmaları gerekir. Ancak vitaminleri gıdalardan yeterli miktarda almak mümkün olmayan durumlar vardır. Böyle durumlarda bu önemli maddelerin belirli miktarını içeren takviyeler reçete edilebilir.
Ancak tüm vitaminleri doktor reçetesi olmadan almak uygun değildir. Bazıları kontrolsüz alındığında vücuda ciddi zararlar verebilir. Bu konuda vitaminlerin sağlık için tehlike oluşturduğunu, düşünmektedir endokrinolog, tıp bilimleri adayı Oksana Grigoryevna. Aşağıda böyle vitaminlerin sıralaması verilmiştir.
D vitamini
Son zamanlarda dünya genelinde D vitamini tüketimi yaygınlaşmıştır. Yapısı ve etkisi hormonlara benzer. D vitamini, kalsiyumun bağırsaklarda emilimini teşvik eder ve vücuttan atılımını azaltarak kalsiyum metabolizmasında önemli rol oynar. Kalsiyumun kemik dokularına girmesine yardımcı olur, kemik mineral yoğunluğunun oluşmasını sağlar.
Kalsiyum metabolizmasına etkisinin yanı sıra D vitamini immünolojik tolerans oluşumunda rol oynar. Prenatal dönemde bağışıklık hastalıklarının gelişimini engeller. Bağışıklık sistemine etkisi viral ve bakteriyel enfeksiyonlara karşı direnci artırmak, kanser ve diyabet riskini azaltmak açısından da kanıtlanmıştır.
Vurgulanması gereken, hastalığın gelişmesini tamamen engellemek değil, sadece riski azaltmak olduğudur. D vitamini vücuda gıdalarla girer ve güneş ışınlarının etkisiyle deride de sentezlenir. Gıdalarda (balık, yumurta, tereyağı) az miktarda D vitamini bulunur ve günlük ihtiyacı karşılamaz.
D vitamini preparatlarının kontrolsüz kullanımı olumsuz sonuçlara yol açabilir: hiperkalsemi — kanda çok fazla kalsiyum birikmesi ve bunun arterlerde veya yumuşak dokularda çökelmesi. Vücutta aşırı D vitamini tüketimi böbrek taşlarının oluşma riskinin artmasıyla da ilişkilidir.
E vitamini

Aslında bu tek bir vitamin değil, yağda çözünen vitaminlerin tüm grubudur (alfa-tokoferol, gamma-tokoferol, tokotrienoller). Buğday tohumu, avokado, ceviz, ayçiçeği çekirdeği ve çeşitli sebzelerde bulunur. E vitamininin yeterli miktarı bitkisel yağlarda mevcuttur.
E vitamininin temel etkisi antioksidandır. Peroksidasyondan hücre hasarını önler ve bağışıklığı artırmaya, kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve iltihaptan korumaya yardımcı olur.
C vitamini

C vitamini suda çözünen bir vitamindir, bu yüzden fazlası genellikle vücutta değil, idrar yoluyla atılır. Bitkilerde, özellikle narenciye meyvelerinde, dolmalık biberde ve brokolide bulunur.
C vitamini dokuların büyümesi ve onarımına yardımcı olur, bağışıklık sistemini etkiler, kolajen sentezini teşvik eder, serotonin (doğal antidepresan) oluşumunda rol oynar ve ayrıca antioksidan özelliklere sahiptir.
Bazılarında C vitamininin yüksek dozları ishal, mide bulantısı, mide yanması, gastrit, yorgunluk, baş ağrısı ve uykusuzluk gibi belirtilere yol açabilir. Bu nedenle doktorla danışmadan alınmamalıdır. Kronik karaciğer veya böbrek hastalığı, gut veya böbrek taşı olan kişiler yüksek dozda C vitamini almamalıdır.
A vitamini ve beta-karoten (provitamin A)

A vitamini güçlü bir antioksidandır ve görme yeteneğinin ayrılmaz bir maddesidir (özellikle yaşa bağlı görme kaybını önlemek için). Kemik sağlığına, diş ve cilt oluşumuna ve uzun süre korunmasına yardımcı olur. Yumurta, et ve süt ürünlerinde bulunur. Beta-karoten kaynakları: koyu turuncu, sarı meyve ve sebzeler, koyu yeşil yapraklı sebzelerdir.
A vitamininin yüksek dozlarda kontrolsüz kullanımı hamile kadınlar için tehlikelidir, özellikle erken dönemde, çünkü bu fetüs gelişiminde kusura neden olabilir.
Folik asit (vitamin B9)
Bu vitamin yeni hücre oluşumu için gereklidir. Hamileliğin ilk başlarında alındığında fetüste beyin ve omurga doğumsal kusurlarının önlenmesine yardımcı olur. Kalp hastalığı riskini azaltır. Bazı bilim insanlarına göre yeterli folik asit miktarı DNA’daki hataları düzelterek kanser tümörlerinden koruyabilir, ancak fazla miktarı mevcut tümörlerin gelişimini destekler. B9 vitamini kaynakları: sebzeler, taze meyveler, karaciğer, deniz ürünleri ve yumurtadır.
Vitamin B6

B6 vitamini metabolik süreçlerde rol oynar, kalp hastalıklarının gelişme riskini azaltır. Serotonin sentezi sürecinde (uyku, iştah ve ruh halini düzenlemede temel rol oynar) görev alır. Bilişsel yetenek ve bağışıklık fonksiyonunu etkiler. Et, balık, kümes hayvanları, baklagiller, patates ve narenciye dışı meyvelerde bulunur.
Bir yıl veya daha uzun süre yüksek miktarda B6 vitamini almak periferik sinirlere zarar verebilir, kemik ağrısı, kas zayıflığı, uykusuzluk, el ve ayak kaslarının istemsiz kasılmaları ve yürüyüş bozukluğuna yol açabilir. Araştırmalar bu belirtilerin preparat bırakıldığında kaybolduğunu göstermektedir.
Bu nedenle vitamin takviyelerinin alınması bazen sağlık için tehlikeli olabilir. Vitamin almaya başlamadan önce eksiklik belirtilerini belirlemeye yardımcı olan ve tanı koymak için gerekli testleri yazan doktorla danışılmalıdır. Neredeyse tüm vitaminler kanda laboratuvar testleri ile tespit edilir. Testlerde sapmalar bulunursa, doktor tedavi ve gelecekte eksikliğin önlenmesi için gerekli dozu hesaplar.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!