
45 yıl önce Sovyet pilotu Viktor Belenko Uzak Doğu’daki askeri havaalanından yeni model MiG-25P savaş uçağı ile radarlar tarafından kayboldu. Aradan 22 gün geçtikten sonra Dışişleri Bakanlığı, Japonların zorlu koşullarda doğan güneş ülkesinin topraklarına geçen Sovyet uçağını esir aldığına dair haberi yayınladı. Aslında, Belenko Japonya’ya kaçmıştı.
Japonya’da açık alana inen MiG-25P
6 Eylül 1976. Askeri pilot Viktor Belenko’nun kullandığı uçak havalanır ve oldukça uzağa uçar. O gün havaalanındakiler ne kadar beklese de uçak geri dönmez. Daha sonra SSCB Dışişleri Bakanlığı, Viktor Belenko’nun kullandığı MiG-25P’nin Japonlar tarafından esir alındığını açıklama ile bildirir.
Kaçış
Aynı gün sabah saat 6:45’te Kıdemli Teğmen Belenko, Primorye bölgesindeki Chuguyevka ilçesi merkezine yakın Sokolovka köyündeki havaalanından MiG-25P uçağı ile uçuş yapmak üzere havalanır. Uçağın kuyruk numarası 31 olup, Uzak Doğu’da bulunan 530. savaş havacılık alayına aitti.
MiG-25P saat 7:40’ta SSCB sınırını geçerek Japonya topraklarına girer. Amacı Japonya üzerinden ABD’ye gitmek olan Belenko, uçuş için tehlikeli olan deniz seviyesinden 30 metre yükseklikte alçalarak Sovyet radarlarından kaçmayı başarır. SSCB-Japonya sınırını da aynı yükseklikte geçer. Japonya topraklarına girdikten sonra Belenko 6 bin metre yüksekliğe çıkar. Ancak Japonlar radarda MiG-25P’yi fark eder ve onu yakalamak için askeri uçaklar havalanır. Tehlikeli durumda Belenko tekrar radarların görmeyeceği kadar alçalmak zorunda kalır.
Belenko havalandıktan 2,5 saat sonra saat 9:15’te Japon radyosu, Sovyet pilotun kullandığı MiG-25P savaş uçağının Hokkaido adasındaki Hakodate şehrindeki havaalanına indiğini bildirir. Daha sonra öğrenilir ki, Belenko Hokkaido adasında bulunan ABD’nin Titos hava üssüne inmeyi planlamıştır. Ancak uçaktaki yakıtın Titos’a yetmeme ihtimali nedeniyle nispeten daha yakın olan Hakodate havaalanına inmeye karar verir.
Hakodate havaalanına inişte Belenko sorun yaşar: bu havaalanının pist uzunluğu, ses hızından hızlı uçan MiG-25P’nin inişi için yeterli değildi. İniş sırasında pistten çıkarak açık bir alana gider ve durur. Buradan geçen sürücüler MiG-25P’yi görüp fotoğraf çekmeye başlar. Bu durum Belenko’nun hoşuna gitmez. Tabancasıyla havaya iki kez ateş eder ve yerel yetkililer gelene kadar bekler. Japonlar geldiğinde Belenko ABD’den sığınma talep eder ve üç gün sonra, 9 Eylül’de Amerika’ya götürülür.
“Karar vermem uzun sürdü, ancak nihai kararı uçuştan bir ay önce aldım ve kararımdan memnunum. Amacıma ulaşmak için iyi hava koşulları ve yakıt dolu bir uçak gerekiyordu. Bu ikisine ulaşmak bir ayımı aldı. O bir ayda verilen görevleri fazlasıyla yerine getirdim. Komutanlarım rütbemi yükseltmeye hazırdı. Ama 6 Eylül 1976’da çok iyi bir fırsat doğdu ve bundan faydalandım,” demişti Belenko 1996’da Full Context dergisine verdiği röportajda.

Viktor Belenko’nun askeri kimliği
Fotoğraf: CIA Müzesi
Sovyet hükümetinin olaya tepkisi
Belenko Japonya’ya inerken Sovyetler Birliği bunu hiçbir şekilde kabul edemezdi. Askeri pilotun en yeni model savaş uçağı ile yurtdışına kaçtığını kabul etmek, ülkenin kendi vatandaşları önünde ve uluslararası arenada utanç duyduğunu itiraf etmek anlamına geliyordu. Bu yüzden hükümet Belenko’nun kaçtığını önce herkesten gizledi. Hatta yabancı medyada kaçtığına dair sürekli haberler çıkarken bile SSCB’de olay hakkında tek kelime edilmedi.
Ancak olay gerçekleştiği andan itibaren Japonlardan Belenko’nun geri verilmesi talebi yapıldı. Bu talep reddedilince Japonlardan en azından Sovyet diplomatlarının onunla yalnız görüşmesine izin vermeleri istendi. Ancak Japonya buna da razı olmadı. Sovyet diplomatları Belenko ile ABD’ye gitmeden önce Japonların katılımıyla görüşmeyi başardı. Belenko Sovyet diplomatlarına SSCB’den Japonya’ya kendi isteğiyle kaçtığını ve ABD’ye de kendi isteğiyle gideceğini söyledi. Böylece görüşme sona erdi ve Belenko ABD’ye uçtu.
1976 yılı 28 Eylül’de, Belenko’nun kaçtığı günden 22 gün sonra SSCB Dışişleri Bakanlığı resmi açıklama yaptı. Açıklamada Belenko’nun Japonya’ya yanlışlıkla girdiği ve zorunlu iniş yaptığı, Japonların ise onu geri göndermeyip uluslararası kurallara aykırı şekilde esir aldığı belirtildi. Haberde Belenko’nun ABD’den sığınma talep ettiği belirtilmedi. Amerikalıların ona ruh halini etkileyen ilaç verip konuşturduğu ve Belenko’nun zorla ABD’ye götürüldüğü iddia edildi.

Belenko SSCB ordusu üniformasıyla
Fotoğraf: Wikimedia Commons
SSCB Dışişleri Bakanlığı çalışanı Lev Krilov, Batı medyasında Belenko’nun kaçtığı ve ABD’den kendi isteğiyle sığınma talep ettiği yönündeki yazılara yanıt vererek “bu tamamen yalandır” dedi. 28 Eylül 1976’da Moskova’da bir basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına çeşitli kurum temsilcilerinin yanı sıra Belenko’nun üvey annesi ve eşi katıldı. Gözyaşları içinde ABD’den Belenko’nun geri getirilmesini istediler. Eşi gazetecilere “eğer hata yaptıysa onun için dua edeceğim” dedi. Üvey annesi ise “Belenko vatansever, sevgi dolu bir oğul ve harika bir eş” diye tanımladı. Basın toplantısında yetkililer “emperyalizm zorbalıkla örnek Sovyet ailesini mahvediyor” dedi.
Aynı gün (yani 28 Eylül 1976) Sovyet hükümeti Japonya hükümetine tehdit içeren nota gönderdi. Notada Japonya’nın yaptığı hareketlerin doğan güneş ülkesi için ağır sonuçlar doğurabileceği belirtildi. Ardından SSCB Dışişleri Bakanı Andrey Gromyko başkanlığındaki heyet Japonya Başbakanı Zentaro Kosaka ile görüşme yaptı. Gromyko Japonya’dan uçağın ve pilotun derhal geri verilmesini talep etti. Bu sırada uçak ABD’nin Japonya’daki askeri üssündeydi, Belenko ise okyanus ötesindeydi.
Zentaro Kosaka pilotun geri verilmesinin mümkün olmadığını, onun kendi isteğiyle Japonya’ya uçtuğunu ve ABD’den sığınma talep edip Amerika’ya gittiğini söyledi. Uçağın geri verilmesi konusunda ise Japonya’nın buna hazır olduğunu, bunun için SSCB’nin bu ülkedeki büyükelçisi Dmitriy Polyanskiy’nin Dışişleri Bakanlığı’na gelmesi gerektiğini belirtti.
Bu görüşmeden sonra da Sovyet hükümetinin Belenko konusundaki tutumu değişmedi. Pilotun Japonlar tarafından esir alındığı ve uçağı ile birlikte derhal serbest bırakılması gerektiği belirtildi.
SSCB’de Belenko’nun kaçışıyla ilgili toplam 116 kişi soruşturuldu. Bunlar Belenko ile birlikte görev yapanlar, tanıdıkları ve akrabalarıydı. Eşine kimseyle iletişim kurmaması, eğer biri iletişim kurmaya çalışırsa KGB’ye bildirmesi talimatı verildi. Belenko’nun tüm yakınları ve tanıdıklarının her adımı KGB tarafından izlendi.
Belenko ile aynı yerde görev yapanlar daha sonra hatırladıklarında, görev yaptığı askeri birimin KGB görevlileri tarafından kuşatıldığını anlattılar. Devlet Güvenlik Komitesi personeli askeri birimde herkesi sorguya çekti. Ancak Belenko’ya kaçışta yardım edildiğine dair hiçbir delil bulunamadı.
Sonunda Belenko’nun kaçışıyla ilgili ceza davası açıldı. Soruşturma tamamlandıktan sonra SSCB askeri mahkemesi tarafından uzaktan yargılanarak vatana ihanet suçundan en ağır ceza olan idama mahkum edildi. Belenko’nun akrabaları KGB tarafından sürekli gözetim altında tutulmasına rağmen hiçbiri tutuklanmadı. O eski ailesi ve yakınlarıyla hiç iletişim kurmadı, hatta SSCB dağıldıktan sonra bile.
Belenko’nun ABD’deki hayatı

Belenko ABD’de
9 Eylül 1976’da, Japonya’ya kaçtıktan üç gün sonra Belenko ilk kez ABD’ye gider. Bir süre sonra siyasi mülteci statüsü verilir. Bu belgeye o dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter imza atar. 14 Ekim 1980’de ABD Kongresi Belenko’ya ABD vatandaşlığı verilmesi yasasını onaylar.
Daha sonra ABD’de havacılık mühendisliği alanında çalışır. Ayrıca uzun yıllar ABD’deki askeri akademilerde Sovyet uçaklarının özellikleri hakkında dersler verir. Bunun yanı sıra sivil ve askeri havacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle işbirliği yapar. Hatta ABD’de çeşitli şirketlerin reklam filmlerinde bile rol alır.
Çeşitli kaynaklara göre ABD’de evlenir ve çocukları olur. Birkaç yıl sonra gazetecilerin yardımıyla Viktor Belenko ünlü “MiG pilotu” kitabını yazar ve yayınlar. Kitapta SSCB’den kaçmaya iten nedenleri ve olayın detaylarını anlatır.
Belenko hakkındaki varsayımlar ve söylentiler
SSCB ve ABD’de Viktor Belenko’nun kaçışının genç pilotun kararı değil, Batı istihbarat servislerinin özel operasyonu olduğu yönünde varsayımlar da dile getirilmiştir. Yakın zamanda Rusya sitelerinden birinde, şu anda vefat etmiş test pilotu Valeriy Menitskiy’in görüşlerine dayanarak benzer bir versiyon ileri sürüldü.
Uzun yıllar Mikoyan tasarım bürosunun baş pilotu olarak çalışan Menitskiy, Belenko’nun biyografisindeki garip noktaları anlatır: uzun yıllar akrabalarından kaçmış, her zaman ek parası olmuş ve ilgisini belirterek savaş uçakları hakkında bilgi aramıştır.
Menitskiy’e göre bunların hepsi Belenko’nun (ya da benzerinin) genç yaşta işe alındığını gösterir. Omsk’a taşındığında “ikna edilmiş” ya da Belenko yabancı bir casusla değiştirilmiştir. Belenko ortadan kaldırılmış, yerine yabancı casus olan benzeri pilot okulunda eğitim görmüş, sonra askeri havacılıkta samimi şekilde görev yapmış ve sonunda MiG-25P’nin kaçırılması operasyonu için hazırlanmış, şeklinde görüşler de ileri sürülmüştür.
Bu varsayımlara varılmasının nedeni Belenko’nun belgelerde belirtilen yaşından çok daha genç olduğunun tahmin edilmesidir. Tarih her zaman gerçeklere dayanır ve yukarıdaki varsayımlar delil olarak kabul edilmemiştir. Kabul edilen ise Belenko’nun Japonya üzerinden ABD’ye kaçtığıdır, hepsi bu.

MiG-25P
Fotoğraf: RIA Novosti
O dönemde MiG-25 savaş uçağı Sovyet askeri havacılık mühendislerinin en başarılı projelerinden biri sayılıyordu. Amerikalı askerler bu uçağın yeteneklerini yüksek değerlendirmiş, NATO’da onu kendine özgü manevraları nedeniyle Foxbat – “Tilki yarasa” olarak adlandırmışlardı.
MiG-25, Mikoyan-Gurevich tasarım bürosu tarafından üretilen, üçüncü nesil, ses hızından hızlı iki motorlu savaş uçağıydı. Viktor Belenko kaçana kadar Batı ülkelerinde hakkında çok az bilgi vardı. Bu bilgiler casus yapay uydular ve Orta Doğu’daki askeri harekatlar sırasında elde edilmişti. Mart 1971’de İsrail askerleri MiG-25’e benzeyen bir uçağın çok yüksek hızda uçup yerden 20 kilometre yüksekliğe çıktığını gözlemledi. O zaman İsrailliler onu yakalamayı ya da vurup düşürmeyi başaramadı.
Daha sonra MiG-25 29 dünya rekoru kırdı. Bunlar arasında yerden en yüksek irtifa olan 37 bin 650 metreye kadar çıkması vardı. O dönemde başka hiçbir uçak bu başarıyı gösteremiyordu. Çoğu askeri uzman bu uçağın çok sayıda yeteneğiyle Batı için ciddi psikolojik tehdit oluşturduğunu vurgulamıştı.
Viktor Belenko, bu türden daha gelişmiş modeli MiG-25P ile uçuş yaptı. Belenko’nun kaçırdığı uçak o dönemin en gelişmiş ve modern askeri uçağıydı.
MiG-25P’nin sonraki akıbeti
ABD istihbarat servisleri için uçak gerçek bir “hediye” oldu. Japonya’daki ABD askeri üssünde MiG-25P sökülüp parçalara ayrıldı. ABD’li askeri mühendisler MiG-25P’yi inceleyip yeteneklerini yüksek değerlendirdi.
İnceleme tamamlandıktan sonra, iki ay sonra uçak ondan fazla konteynere yerleştirilerek SSCB’ye geri gönderildi. Bu sırada ABD’de yaşayan Belenko uçağın geri gönderilmesine karşı çıktı. Ancak Japonlar Sovyetler Birliği ile ilişkilerin tamamen bozulmasını istemedi.
Japonların geri verdiği MiG-25P tekrar monte edildi ancak askeri uçak olarak kullanılmadı. Letonya’daki havacılık okuluna verildi. MiG-25P orada uzun yıllar eğitim aracı olarak kullanıldı.
Uçağın kaçırılması SSCB askeri havacılığı için birçok sorun yarattı. Öncelikle askeri havacılıkta kullanılan “Kremniy” tanıma sistemi daha modern ve karmaşık “Parol” şifreleme algoritması ile değiştirildi. Ayrıca “Smerch-A” radar istasyonlarının yerine yeni “Sapfir S-25” kuruldu.
MiG-25P ile ilgili sorunlar bununla bitmedi. SSCB’de bu türden çok sayıda uçak üretilmişti. Sovyet hükümeti bunların kullanımını durdurdu ve uçakları acilen sosyalist kamp ülkeleri ve diğer “dost” ülkelere ihraç etmek üzere hazırlamaya başladı. Böylece MiG-25P uçakları oldukça düşük fiyatlarla Asya ve Orta Doğu ülkelerine satıldı.
O dönemde MiG-25P’nin kaçırılması sonrası Sovyetler Birliği’nin gördüğü zarar 2 milyar ruble olarak tahmin edildi.
Belenko’nun izinden
Belenko MiG-25P’yi kaçırdıktan iki hafta sonra, 23 Eylül 1976’da başka bir Sovyet pilotu Valentin Zosimov eski “An-2” uçağı ile İran’a kaçtı. SSCB yönetimi İran hükümetine tehditte bulunarak pilotun ve uçağının derhal geri verilmesini talep etti. SSCB yönetimi, eğer İran kaçak pilot ve uçağını geri vermezse Sovyet ordusunun birkaç saat içinde İran’a saldırıp ülkeyi harabeye çevireceğini bildirdi.
İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi, uluslararası kuruluşların tepkisine rağmen iki ülke ilişkilerinin bozulmaması için Zosimov’u SSCB’ye teslim etmeye karar verdi. 25 Ekim 1976’da Zosimov SSCB’ye geri döndü.
Ayrıca 1989’da başka bir Sovyet pilotu Aleksandr Zuyev MiG-29 uçağını Türkiye’ye kaçırdı. Zuyev’e ABD sığınma verdi. MiG-29 ise hemen SSCB’ye geri gönderildi.
Gayrat Yoldosh tarafından hazırlandı.
Telegram’da «Zamin»i takip edin! Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın