Sürhanderya bölgesinde meydana gelen trajedi, tüm kamuoyunu sarstı. Bir çocuğun hayatı, bir kişinin görevine karşı sorumsuz tutumu nedeniyle sona erdi.
Mahkeme belgelerine göre, geçen yılın ekim ayında Denov ilçesinde yaşayan bir kadın, telefon çaldığı gerekçesiyle soruşturma altına alınmıştır. Adli psikiyatri muayenesi, kadının ciddi bir ruhsal hastalık — şizofreni — rahatsızlığına sahip olduğunu belirlemiştir. Bu nedenle, 20 Ocak 2025’te Uzun ilçe mahkemesi, kadının Sürhanderya şubesindeki Cumhuriyet Uzman Ruh Sağlığı Merkezine zorunlu tedavi için gönderilmesine karar vermiştir.
Ancak bu karar sadece kâğıt üzerinde kalmıştır. Denov İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan önleyici polis memuru kararı zamanında uygulamamıştır. Kadının hastaneye yerleştirilmesi için gerekli önlemleri almamış, sonuç olarak kadın kontrolsüz bir şekilde serbest kalmıştır.
Tam da bu ihmal, kadının serbest dolaşımı, 1 Mayıs 2025’te trajik bir sonuca yol açmıştır. Ruhsal dengesi bozulan kadın üç yaşındaki bir çocuğa bıçakla saldırmış ve çocuk aldığı yaralar sonucunda hayatını kaybetmiştir.
Olaydan sonra kadın intihar etmiştir. Bu olay yalnızca yerel halkı değil, tüm ülke kamuoyunu derinden etkilemiştir. Birçok kişi acı bir şekilde “Eğer karar zamanında uygulanmış olsaydı, bu çocuk hâlâ hayatta olurdu” demiştir.
Mahkeme sürecinde eski polis memuru suçunu kabul etmiş ve yaptığı hata için pişmanlık ifade etmiştir. Görevine yeterli ciddiyetle yaklaşmadığını belirtmiştir.
Sariosiyo ilçe mahkemesi davayı inceleyerek onu Ceza Kanunu’nun 207. maddesi 3. fıkrası “a” bendine göre — “Görevde ihmalkarlık sonucu bir kişinin ölümüne sebep olma” — suçlu bulmuştur.
Mahkeme kararına göre, eski önleyici polis memuru üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Ayrıca iki yıl altı ay süreyle İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışma hakkı elinden alınmıştır.
Bu dava devlet memurları için ağır ama önemli bir ders olmuştur. Çünkü her kararın arkasında bir insan hayatı vardır. Zamanında yerine getirilmeyen görev — bir çocuğun hayatı, bir ailenin trajedisi — anlamına gelebilir.
Kamuoyu bu olayı “sorumsuzluğun en ağır bedeli” olarak nitelendirdi. Çünkü her memur sorumluluğunu hissetmezse, yasa sadece bir kâğıt üzerinde kalır ve adalet geç gelir.
“Zamin”i Telegram'da okuyun!
