Z kuşağı (2000 yılından sonra doğanlar) ile Y kuşağı (1980’lerin sonu – 1990’ların ortasında doğanlar) arasında süregelen dolaylı rekabet sadece giyim tarzı ya da cihaz tercihiyle sınırlı değil, aynı zamanda tükettikleri medya içeriklerinde de açıkça görülüyor, diye yazıyor Peopletalk.
Z kuşağı ve depresyon temalı diziler
Psikolog Anna Gluşneva’ya göre, Z kuşağı ruh sağlığı konularının açıkça konuşulduğu bir ortamda büyüyen bir nesil. Onlar için depresyon, kaygı, kendini arayış gibi konular doğal ve güncel. Bu yüzden “Euphoria”, “Sex Education”, “The Leftovers” gibi dizilere ilgi gösteriyorlar — bu projeler gençlerin yaşadığı karmaşık duygusal durumları, içsel sancıları ve toplumdaki yerini bulma sorunlarını gerçekçi şekilde ele alıyor.
Z kuşağı için dizi:
– Anlama ve kendini tanıma aracı;
– Toplumsal temsiliyet ve empati duygusu;
– Psikolojik normalleşme aracı.
“Z kuşağı, tecrübesizlikleri nedeniyle çoğu zaman duygularını medya yoluyla anlamaya çalışıyor. Onlar için gerçek drama hayatın ta kendisi ve ona yakın diziler ilgi çekici ve anlamlı geliyor,” diyor psikolog.
Y kuşağı ve çizgi filmlere olan sevgi
Y kuşağı ise tam tersine, genellikle çocuklukta izlenen ve anılarla dolu olan çizgi filmlere ilgi duyuyor. Sevdikleri projeler arasında “Nu, pogodi!”, “Prostokvaşino”, “Ev Cini Kuzya”, “Shrek”, “Aslan Kral” gibi klasik ve modern animasyonlar var. Y kuşağı için çizgi film, gerçek hayatın karmaşıklığından kısa süreli bir kaçış ve çocukluk anılarıyla teselli bulma yolu.
Çizgi filmler Y kuşağı için:
– Geçmişe özlem ve anı kaynağı;
– Hayatın sorunlarından geçici kaçış (eskapizm);
– Çocukluğun tasasız duygularına yeniden dönüş imkânı.
“O dönemde psikolojik sorunlar açıkça konuşulmuyordu. Bu yüzden duygusal baskıdan kurtulma yolları farklı — daha çok neşe, mizah ve huzur arıyorlar,” diyor Anna Gluşneva.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!
