Özbekistan'da dini eğitim kisvesi altında yürütülen korkunç gerçekler ortaya çıktı. Ailelerin güvenip çocuklarını gönderdiği yerler aslında işkence ve şiddet merkezlerine dönüşmüş durumda.
İçişleri Bakanlığı basın servisinin bildirdiğine göre, Surhanderya ve Namangan vilayetlerinde yasa dışı dini okullar tespit edildi. Bu okullar genellikle ev ortamında kurulmuş olup, çocuklar her gün fiziksel şiddete, dayaklara ve tehditlere maruz kalmıştır. Üstelik bu eğitim için aileler aylık 100 dolara kadar ödeme yapmışlardır.
Kun.uz'un haberine göre, Surhanderya'nın Baysun ilçesinde 25 yaşındaki bir kişi evini okula çevirerek Mart 2025'ten bu yana 9 çocuğa yasa dışı ders vermekteydi. Bir öğrenci şahsen dayak yediğini belirtirken, diğerlerinin vücudunda morluklar ve yaralar tespit edildi. Adli tıp uzmanları yaraların ciddiyetini resmen kaydetti.
Benzer bir durum Namangan’da da yaşandı. Yanginamangan ilçesinde 58 yaşındaki bir kişi 17 çocuğa izinsiz dini eğitim verip, her bir çocuk için ailelerden 100 dolar almış. Bu şahıs hakkında 241. madde (dini eğitim verme düzenini ihlal) uyarınca idari işlem yapılmıştır.
En acı olan, bu duruma ailelerin kayıtsızlığıdır. Çocuklarının sağlığına ve güvenliğine duyarsız kalan veliler, yalnızca dışa yansıyan fiziksel izler ortaya çıktıktan sonra harekete geçmişlerdir. Çocukların sırtında, kollarında ve kulaklarında o kadar çok yara vardı ki, doktorlar bile belgelemekte zorlanmıştır.
Mevzuata göre çocuklarının eğitim ve bakımıyla ilgilenmeyen veliler 47. madde uyarınca idari sorumluluk taşır. Şu anda soruşturma başlatılmıştır. Sorumluların cezalandırılması beklenmektedir. Ancak asıl mesele bu olayların sistematik bir sorunu yansıtmasıdır. Kontrolsüz ve sadece dini eğitime odaklı ortamlarda çocuklar büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır.
Gelecekte bu tür olayların önlenmesi için sadece kolluk kuvvetleri değil, toplumun kendisi de denetleyici ve sorumluluk sahibi olmalıdır. Devlet, okul öncesi ve okul çağındaki çocukların eğitimi için denetimleri daha da sıkılaştırmalı, izinsiz faaliyetlere tamamen son verilmelidir. Çocuklarla çalışan herkes sıkı denetimlerden geçmelidir.
Bu trajedi her ebeveyn, her öğretmen ve tüm toplum için bir uyarı olmalıdır. Çocukların sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyümesi hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu sadece hukuki değil, aynı zamanda ahlaki bir görevdir.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!
