Yüzyıllar boyunca solakların yeteneği hakkındaki efsaneler toplumun bilincinde sağlam bir yer edinmiş durumda, diye bildiriyor hi-tech.mail.ru. Leonardo da Vinci, Einstein, Napolyon ve Tesla gibi parlak isimlerin solak olduğuna dair bilgiler, birçok kişide yaratıcılık ile solaklık arasında doğuştan bir bağlantı olduğuna dair bir görüş oluşturdu.
Ancak son bilimsel analizler bu görüşleri ciddi şekilde sorguladı. Cornell Üniversitesi psikologları, özellikle Profesör Daniel Casasanto liderliğindeki ekip, yaklaşık bin bilimsel makaleyi analiz etti ve bunlardan yalnızca 17'sinin bu konuyu tarafsız şekilde değerlendirmek için yeterli olduğunu tespit etti. Onların sonucuna göre, solaklık ile yaratıcılık yeteneği arasında belirgin bir üstünlük veya doğuştan avantaj yok.
Hatta yaratıcı testlerde ve mesleklerde de solakların bir üstünlüğü yok. Meta-analiz sonuçları, bazı durumlarda sağlakların yaratıcı problemleri çözmede veya farklı düşünmede hafif bir avantaja sahip olduğunu gösteriyor. Sanat ve müzik alanlarında solakların nispeten daha sık görülmesi ise, bu alanlarda toplumun genelindeki oranlarından daha yüksek oldukları anlamına gelmeyebilir.
Peki “solak deha” efsanesi neden ortaya çıktı? Bilim insanlarına göre bunun nedeni, istatistiksel hatalar ve insanların en çarpıcı örnekleri genelleme eğilimidir. Birkaç ünlü solak sanatçı veya bilim insanı gördükten sonra insanlar, bunun tüm solaklara ait bir kural olduğunu düşünmeye meyilli. Ayrıca, kamuoyunda solakların ruhsal hastalıklara daha yatkın olduğu düşüncesi de yaygın; bu durumun yaratıcılıkla ilişkili olduğu da yanlış bir algıdan kaynaklanıyor.
Uzmanlar, solaklığın ne bir yetenek ne de bir lanet olduğunu, sadece normal bir biyolojik varyasyon olduğunu vurguluyor. Solaklar arasında belirgin bir yaratıcılık üstünlüğü yok ve bu efsaneler esas olarak kültürel kalıplar ve rastgele örneklerle bağlantılı. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler
