Her insanın kalbinde umut, sevgi ve ilgiye olan bir ihtiyaç yaşar. Bazen hayat zor geçer, moral bozulur, güven kaybolur gibi olur. Ama tam da böyle anlarda aşka inanmak insanı kurtarır, onu yeniden ayağa kaldırır. Bu yüzden, hayatta yolunu kaybetmemenin anahtarı budur denir boşuna değil.
Aşk — sadece iki insan arasındaki romantik duygular değildir. Bu — aileye, çocuklara, vatana, insanlara olan derin sevgidir. Aşk olan yerde nefrete yer yoktur. Bu yüzden aşka inanan kişi acıya rağmen yürür, umutsuzluğa rağmen savaşır, yalnızlığa rağmen umutla yaşar.
Bazı insanlar aşkta acı tatmış, güveni kırılmış olabilir. Ama bu, aşktan vazgeçmek gerekir demek değildir. Hayatta adaletsizlik olur, kalp acır, ama bu acıların ardından aşk yeniden doğabilir. Çünkü aşk — şifadır. Kalpteki zehri, kırgınlığı, yalanlardan kalan yarayı temizler.
Aşka inananlar, kaç kere düşse de yeniden ayağa kalkar. Kalplerini temiz tutarlar, nefrete kapılmazlar. Onlar bilir ki: bir gün gerçek aşk yolunu bulur. O zaman geçmişteki acılar bile anlam kazanır — ruhen olgunlaştığınızı gösterir.
Gerçek aşk insanı değiştirir. İnsanı daha iyi biri olmaya teşvik eder. Sabır, iyilik, affetmek gibi insani erdemler aşk sayesinde kalpte uyanır. Bu yüzden aşka inanan kişi hayatta yolunu kaybetmez — kimi seveceğini, kalbini kimden koruyacağını zamanı geldiğinde bilir.
Hayat öyle sınavlardan oluşur ki, sadece içinde aşk olan kalp bu engelleri aşabilir. Eğer şu an aşka inanmak zor geliyorsa, bir gün sevildiğini hissettiğinde bu inancın doğru olduğunu anlayacaksın.
Aşka inananlar başkalarından farklıdır. Onlar daha çok hisseder, daha çok affeder, daha çok kıymet bilir. Bu yüzden hayatta yolunu kaybetmezler. Çünkü onların seçtiği yol — kalbin yolu, ruhun yolu, insanlığın yoludur.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!
