Ekranda canlandırılan bir karakter her zaman sadece bir rol olarak kalmaz. Bazı Türk dizi oyuncuları için başarılı karakterler, yalnızca şöhret değil; aynı zamanda hayran nefreti, taciz ve ağır psikolojik baskı da getirmiştir. Kimileri psikoterapi desteğine ihtiyaç duymuş, kimileri ise itibarını ve kariyerini adeta sıfırdan yeniden inşa etmek zorunda kalmıştır.
Kerem Bürsin
Kerem Bürsin için gerçek tanınırlık, Güneşi Beklerken dizisindeki Kerem karakteriyle başladı. Ancak onu dünya çapında üne kavuşturan proje, 2020 yılında yayınlanan Sen Çal Kapımı dizisi oldu. Hande Erçel ile yakaladığı uyum, oyuncuya büyük bir popülerlik kazandırdı; fakat bu başarı beraberinde yeni sorunlar da getirdi.
Serkan Bolat karakteri o kadar güçlü bir etki yarattı ki, izleyiciler Kerem Bürsin’i bu rolden ayırt edemez hale geldi. Oyuncu ne kadar ciddi ve dramatik rollere yönelmeye çalışsa da, seyirciler onu sürekli Eda Yıldız’ın sevgilisi olarak görmeye devam etti. “Serkan” ismi neredeyse genel bir kavrama dönüştü ve bu durum Kerem’in oyunculuk yelpazesini genişletmesini zorlaştırdı.
Meryem Uzerli
Meryem Uzerli’nin hayatı Muhteşem Yüzyıl dizisiyle kökten değişti. Hürrem Sultan rolü ona ani ve yoğun bir şöhret getirdi, ancak oyuncu bu ilgiye psikolojik olarak hazır değildi. Üç sezon boyunca süren yoğun tempo, bitmek bilmeyen set çalışmaları ve kamuoyu baskısı, sinir sistemini ciddi şekilde yıprattı.
Fiziksel ve ruhsal olarak tükenen Meryem, o dönemde hamile olması nedeniyle çocuğunu düşünerek diziden ayrılma kararı aldı. Ancak hayranlar bu kararı kabullenmedi; oyuncu sert eleştirilere maruz kaldı ve birçok meslektaşı da ondan uzaklaştı.
Hande Erçel
Hande Erçel’in ünü, annesinin kanser nedeniyle hayatını kaybettiği zorlu bir döneme denk geldi. Güneşin Kızları dizisiyle tanınan oyuncu, izleyici sevgisiyle birlikte yoğun eleştirilerle de karşı karşıya kaldı.
Bazıları dış görünüşü ve kilosu üzerinden eleştirirken, bazıları oyunculuk yeteneğini sorguladı; kimileri ise hiçbir gerekçe olmadan nefret söylemleri dile getirdi. Hande ne kadar ünlü olduysa, ona yönelik nefret de o kadar arttı. Oyuncu, verdiği röportajlardan birinde şöhretiyle birlikte ortaya çıkan trolleri asla affetmeyeceğini açıkça ifade etti.
Kaan Urgancıoğlu
Kaan Urgancıoğlu, Kara Sevda dizisindeki Emir rolüyle büyük bir popülerliğe ulaştı. Ancak izleyiciler, oyuncuyu canlandırdığı karakterden ayırt edemedi ve Emir’e duyulan tüm nefret Kaan’ın kendisine yöneldi.
Dizinin trajik finalinden sonra bile izleyiciler onu başka rollerde görmek istemedi. Kaan’ın itibarını yeniden kazanabilmesi için yıllarca yoğun bir çaba göstermesi gerekti. Ancak Yargı dizisindeki Ilgaz rolü sayesinde seyircinin gözünde kendini yeniden kanıtlayabildi. Bu süreç neredeyse beş yıl sürdü.
Buçe Buse Kahraman
Yalı Çapkını dizisinde Pelin karakterini canlandıran Buçe Buse Kahraman için şöhret, ağır bir sınava dönüştü. İzleyiciler, onun dizideki karakterini gerçek hayatla karıştırdı.
Oyuncu yalnızca olumsuz yorumlara değil, aynı zamanda ciddi tehditlere de maruz kaldı. Aşırıya kaçan nefret, ailesine kadar uzanınca avukatı hukuki yollara başvurmak zorunda kaldı.
Mehmet Ali Nuroğlu
Sen Anlat Karadeniz dizisindeki Vedat karakteri, Mehmet Ali Nuroğlu’nun hayatını da zorlaştırdı. Karakterin acımasızlığı o kadar inandırıcıydı ki, oyuncu defalarca tehdit edildi ve hatta kişisel olarak takip edildi.
Oyuncuya göre şöhretin en korkutucu yönü, insanın özel hayatını, özgürlüğünü ve mahremiyetini kaybetmesidir.
Dilan Çiçek Deniz
Dilan Çiçek Deniz, Çukur dizisindeki Sena rolüyle izleyicilerin sevgisini kazandı. Karakterinin ölümü, hayranlar için büyük bir yıkım oldu. Ancak oyuncu için asıl sorun, dizinin şiddet dolu ve ağır psikolojik atmosferinin etkileriydi.
Dilan, bu zorlu sürecin ardından bir uzmana başvurmak zorunda kaldığını açıkça dile getirdi. Ona göre rol ve şöhret, kaygı seviyesini artırmış ve kendi duygularıyla canlandırdığı Sena’nın hislerini ayırt etmeyi zorlaştırmıştır.
“Zamin”i Telegram'da okuyun!
Меҳмон grubundaki ziyaretçiler bu yayına yorum yapamaz.
