Sıkı diyet nedeniyle ortaya çıkabilecek 10 yan etki

^{Fotoğraf: Freepik}
İdeal kilo ve vücut şekline ulaşmaya çalışan kadınlar bazen hedeflerine ulaşmak için radikal yöntemlere başvurmaya karar verir ve ciddi diyet türlerini denemeye çalışırlar. Ancak bir haftada 3 kilo verme tavsiyelerine uymak sağlık açısından ciddi sonuçlara yol açabilir.

1. Bağışıklık sisteminin zayıflaması ve halsizlik

Proteinler vücudumuzun temel yapı taşlarıdır. Hücrelerin büyümesi ve yenilenmesi, enzim ve hormonların çalışması, kas kütlesi ve bağışıklığın dengede tutulmasından sorumludurlar. Diyetten proteinleri çıkarmak demir eksikliği, kansızlık, zayıf bağışıklık ve çeşitli şişliklere neden olur.

Ya da tam tersi, aşırı protein böbrekte taş oluşumuna ve kemik dokusunun zayıflamasına yol açar. Bu nedenle her diyetin ölçülü olması önemlidir.

2. Hormonlar ve üreme sistemi ile ilgili sorunlar

Faydalı yağlar, beyin fonksiyonları, sinir sistemi ve tüm hormonların düzenlenmesi için gereklidir. A, D, E ve K vitaminlerinin emilmesine yardımcı olur, metabolizmayı ve üreme sağlığını destekler. Diyetten faydalı yağları çıkarmak kadınlarda adet döngüsü sorunlarına, vitamin eksikliklerine ve sinirliliğe yol açar.

3. Sinir sisteminin yorgunluğu

Karbonhidratları kısıtlamak en popüler diyet uygulamalarından biridir, ancak aynı zamanda en zararlı olanıdır. Karbonhidratlar beyin için temel enerji kaynağıdır. Eksikliği vücutta enerji kaybına, hafıza bozukluğuna, dikkat azalmasına ve hatta depresif durumlara neden olur.

4. Kısa vadeli sonuçlar — uzun vadeli sorunlar

^{Fotoğraf: Freepik}
Her diyet kalori eksikliği yoluyla kilo kaybına neden olur. Diyet bittikten sonra kişi önceki beslenme düzenine döndüğünde, kilosu da eski haline geri döner. Vücut ağırlığındaki bu ani değişimlerin sürekli devam etmesi metabolizma, kalp ve karaciğer fonksiyonlarına olumsuz etkiler yapar.

5. Kardiyovasküler hastalık riskinin artması

Keto diyeti gibi yüksek yağlı diyetler doymuş yağ tüketiminin ani artışını ifade eder. Bu da kolesterol seviyelerinin yükselmesine yol açar. Sonuç olarak ateroskleroz ve kardiyovasküler hastalıkların gelişme riski artar.

Keto veya ketojenik diyet, yüksek yağlı, düşük karbonhidratlı ve orta miktarda protein içeren bir diyet türüdür. Temel amacı, vücudu “ketoz” durumuna geçirmektir. Ketoz, vücudun karbonhidratlar yerine yağları enerji kaynağı olarak kullanması durumudur.

6. Kronik hastalıkların kötüleşmesi

^{Fotoğraf: Freepik}
Fazla kilolardan kurtulmanın en popüler ancak çok tehlikeli yöntemlerinden biri meyve suyu detoksudur. Bir haftada 5 kilo vermeyi vaat eden bu tür meyve suları kesinlikle birçok kişinin dikkatini çeker ve hatta sonuç da verir. Ancak bu diyet gastrit, mide ülseri, pankreatit ve kardiyovasküler hastalıkların kötüleşmesine yol açar.

7. Kemiklerin zayıflaması

Diyette yağlar ve proteinlerin kısıtlanması kemik sağlığına ciddi zarar verir, çünkü proteinler kemik dokusunun ana bileşenidir. Kemiklerin sağlamlığı için faydalı yağlar ve D ile K gibi yağda çözünen vitaminler gereklidir. Vücut bu önemli elementleri yeterince almadığında, kemik dokusundan kalsiyum ve fosfor almaya başlar. Bu da kemiklerin zayıflamasına ve hatta osteoporoza yol açar.

8. Şiddetli stres

Sıkı kısıtlamalarla dolu her diyet strese yol açması kaçınılmazdır. Diyet yapan vücut kalori ve besin maddelerinin eksikliğini organizma için bir tehdit olarak algılar ve bunu beyne sinyal olarak iletmeye başlar. Sonuç olarak kişi depresyona girer.

9. Kuru cilt, kırılgan saçlar ve tırnaklar

^{Fotoğraf: Freepik}
Vücut yeterli vitamin ve mineralleri besin yoluyla almadığında, bu dış görünüşümüzde kendini gösterir. Cilt solgunlaşır ve kurur, saçlar zayıf ve kırılgan hale gelir, tırnakların durumu da kötüleşir.

10. Sindirim sistemi bozuklukları

Keto diyeti ve diğer düşük karbonhidratlı diyetler, lif açısından zengin bitkisel ürünlerin kısıtlanmasını gerektirir. Bu tür yöntemler kabızlık, karın şişkinliği gibi çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Bitkisel lif bağırsak sağlığı için gereklidir ve eksikliği bağırsak mikrobiyotasına zarar verir.

Sonuç olarak, herhangi bir diyete uyarken ölçülü olmak çeşitli yan etkilerin önüne geçer. Örneğin Harvard bilim insanları tabaktaki bir porsiyon yemeğin şu şekilde dağıtılmasını önerir: %50 sebze, %25 protein, %25 kompleks karbonhidrat içermelidir.