
Çin, uluslararası toplumu Basra Körfezi çevresinde barış ve istikrarı korumaya çağırıyor. ABD ile İran arasındaki ilişkiler daha da gerginleşmiş durumda; ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırılar ve stratejik öneme sahip tasarım noktası Hürmüz Boğazı’nın kapanma ihtimalinin artması bu çağrının yapıldığı bir döneme denk geliyor.
Pekin’de düzenlenen basın toplantısında Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Go Zhiakun, yaptığı açıklamada Hürmüz Boğazı’nın sadece bölgesel değil küresel ekonomik istikrar açısından da çok önemli olduğunu vurguladı.
Onun sözlerine göre, dünya petrol ithalatının önemli bir kısmı — yaklaşık dörtte biri — bu boğazdan geçiyor. Bu da bölgeyi küresel enerji güvenliği açısından en kritik noktalardan biri haline getiriyor. Eğer boğaz kapatılırsa küresel petrol piyasasında kesintiler, fiyat artışları ve dünya ekonomisinde derin durgunluklar kaçınılmaz olacaktır.
Çin bu sorunu kendi açılarından oldukça ciddi görüyor çünkü ülkenin petrol ihtiyacının yaklaşık %45’i Basra Körfezi üzerinden karşılanıyor. Bu nedenle Pekin, bölgede ortaya çıkan siyasi istikrarsızlık ve askeri riskleri sadece kendi ulusal çıkarlarına değil, tüm uluslararası topluma yönelik bir tehdit olarak değerlendiriyor.
Go Zhiakun, BM, Avrupa Birliği ve diğer önemli küresel aktörler dahil olmak üzere uluslararası güçleri bu çatışmayı barışçıl yollarla çözmeye, gerilimi azaltmaya ve bölgede kalıcı güvenlik sağlamaya yönelik çabalarını yoğunlaştırmaya çağırdı.
İran ise karşılığında Hürmüz Boğazı’nı kapatma hakkını savunuyor. Tahran’ın açıklamalarına göre, nükleer tesislerine yönelik saldırılar devam ederse, ülke kendi güvenliğini ve ulusal çıkarlarını sağlamak amacıyla stratejik karşı önlemler almaya — boğazı kapatma olasılığını içeren adımlar atmaya — hazırdır.
Uzmanlara göre, Hürmüz Boğazı’nın kısa süreli bile olsa kapatılması dünya çapında petrol tedarikinde ani kesintilere ve birkaç gün içinde fiyatların hızla yükselmesine neden olabilir. Bu sadece enerji sektörünü değil aynı zamanda küresel finans piyasalarını da etkileyecektir.
Bilindiği gibi, sadece İran değil, Suudi Arabistan, Katar, BAE, Kuveyt ve Irak gibi başlıca petrol ihraççı ülkeler de petrol ihracatını Hürmüz Boğazı üzerinden gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu güzergâhın kapanması tüm bölge ekonomisine, özellikle Asya ülkelerine ciddi şekilde etki edecektir.
Bu nedenle Çin’in bu konudaki endişeleri ve uluslararası toplumu istikrara çağırması tesadüfi değildir. Pekin yalnız kendi çıkarlarını korumuyor, aynı zamanda tüm devletleri iş birliği yapmaya ve çatışmayı barışçıl yollarla çözmeye çağırıyor.
Bu durumun gelişimi hem jeopolitik hem de ekonomik açıdan dünyayı ciddi bir sınavla karşı karşıya bırakıyor. Şu anda en doğru yol olarak diplomatik çözüm yollarının tercih edilmesi, askeri çatışmalardan vazgeçilmesi ve küresel ekonominin çıkarlarının önceliklendirilmesi kabul ediliyor.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler