Hayvanlarla aynı evde yaşamak sadece zihinsel stresi ve yalnızlığı gidermeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda insan vücudu için de çok faydalı olabilir. Bilimsel çalışmalar, hayvanlarla yakın temasın bağışıklık sisteminin aktivasyonuna yol açarak bazı hastalık riskini azalttığını göstermektedir.
Özellikle, küçük yaşta hayvanlarla büyüyen çocukların alerji, egzama ve hatta otoimmün hastalıklar gibi hastalıklara yakalanma olasılıkları çok daha düşüktür. Bu, ABD ve Avrupa'daki bilim insanları tarafından yürütülen çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Amiş örneği: doğal yaşam - doğal sağlık
18. yüzyılda Orta Avrupa'dan Amerika'ya göç eden Amiş halkı, geleneksel yaşam tarzlarını günümüze kadar korumuştur. Hala at arabalarıyla seyahat ediyorlar, evlerinde hayvanlarla yaşıyorlar ve neredeyse hiç teknolojik ekipman kullanmıyorlar. Ancak alerjiler, astım ve bağışıklık sistemiyle ilgili diğer sorunlar bunlar arasında çok nadirdir.
2012 yılında, Indiana'daki Amiş ve Güney Dakota'daki Hutterit kırsal topluluklarındaki çocuklar arasında bir çalışma yürütülmüştür. Her iki toplum da temiz hava, doğal gıda ve çiftçiliğe dayalı bir yaşam tarzına sahip olsa da sonuçlar önemli ölçüde farklıydı. Hutterit çocuklarının alerji ve astım olma olasılığı Amişlere göre 4-6 kat daha fazlaydı.
Nedeni nedir?
Temel fark, Hutteritlerin çiftçilikte modern endüstriyel teknolojileri kullanmasıdır. Hayvanlar evden ayrı, özel çiftliklerde tutulur. Amişler hayvanlarla aynı evde yaşarlar. Bu, insan vücudunun çeşitli mikroorganizmalarla sürekli temas halinde olmasına yol açar.
Mikrop - düşman değil, dost
Köpekler, kediler, kuşlar ve diğer evcil hayvanlar geçici olarak çeşitli bakterileri insan derisine, ağız boşluğuna ve hatta bağırsak mikroflorasına sokabilir. İlk bakışta bu olumsuz bir şey gibi görünebilir, ancak bilim insanları bunun vücut için yararlı olduğunu belirtiyorlar.
Wisconsin Üniversitesi profesörü Nasiya Safdar ve meslektaşları, hayvanlarla yaşayan insanların mikrobiyomlarını analiz ederek insanlar ve hayvanlar arasındaki mikrop alışverişini inceliyorlar. Onlara göre bu durum bağışıklığı "eğitir", yani vücut doğru bağışıklık tepkilerini oluşturmayı öğrenir.
Ancak bazı bilim insanları bu fikre karşı temkinlidir. Örneğin, Profesör Gilbert hayvan bakterilerinin vücutta kalıcı olarak kalmayabileceğini, ancak geçici maruziyetlerinin önemli immünolojik reaksiyonları tetikleyebileceğini belirtiyor.
Mikropların tarihsel kökleri
İrlandalı mikrobiyolog Fergus Shanahan, İrlanda'daki Roman halkının mikrobiyomunu analiz etti ve hala "antik mikroplara" sahip olduklarını buldu. Bu, Tanzanya, Fiji, Moğolistan ve diğer geleneksel yollarla yaşayan topluluklarda bulunanlara benzerdir. Otoimmün hastalıklara, Crohn hastalığına, inflamatuar bağırsak hastalığına veya diyabete neredeyse hiç eğilimli değildirler.
Sonuç: hayvanlar insan sağlığı için doğal bir yardımcıdır
Köpek gezdirmek, kedi sevmek veya hayvanlara yakın mesafede yaşamak - bunların hepsi vücudumuzu çeşitli bakterilerle temas ettirir. İmmünolog Liam O'Mahony'nin belirttiği gibi, insan vücudu doğal olarak bağışıklık sistemini, kendisine özgü bakterilerin bulunduğu bir ortamda yaşayarak eğitir.
Dünyanın dört bir yanındaki bazı okulların ve merkezlerin çocukların hayvanlarla iletişim kurması için fırsatlar yaratması tesadüf değildir. Örneğin İtalya'da çocukların atlarla iletişim kurması için özel çiftlikler oluşturulmuştur. Sonuç olarak, çocukların bağırsaklarındaki yararlı bakteri sayısı artmıştır.
Bu nedenle, evde hayvan beslemek yalnızca çocuklar için değil, yetişkinler için de bir sağlık kaynağı olabilir. Doğaya yakınlığın insan sağlığındaki ana faktörlerden biri olduğu unutulmamalıdır. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın
İlgili haberler
