Duygusal İşler ve Diyabet Riski: Bilim İnsanları Gizli Tehlikeyi Ortaya Koydu

Hayatımızın büyük bölümü iş yerinde geçiyor ve çoğu kişi iş yerindeki ruh hali ve meslek yapısının sağlığa etkisini fazla düşünmüyor. Ancak Karolinska Enstitüsü’nün en son bilimsel araştırmasının yayımlanmasının ardından, ekip içi iletişim ve duygusal yükün sağlık üzerindeki etkisi yeniden gündeme geldi.

İsveç’teki Karolinska Enstitüsü araştırmacıları, 2005 yılına kadar diyabet tanısı almamış ve tedavi görmemiş 30–60 yaş arasındaki yaklaşık üç milyon kişinin verilerini detaylı inceledi. Sürekli insanlarla doğrudan iletişim gerektiren mesleklerde çalışan kişilerin tip 2 diyabet geliştirme riskinin çok daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Bu risk erkeklerde ortalama %20, kadınlarda ise %24 oranında artıyor.

Araştırmada kişiyle iletişim sayısı, müşteri ve hasta sorunlarını çözmeye yönelik duygusal yük, ekip içi çatışmalar ve destek düzeyi özellikle incelendi. Eğer bu etkenlere ek olarak sürekli anlaşmazlıklar da varsa, diyabet riski erkeklerde %15, kadınlarda ise %20 oranında daha da artıyor.

En çok etkilenenler ise tıp, eğitim ve sosyal hizmet alanlarında çalışan kadınlar oldu. Bu meslek gruplarında çalışan kadınların diyabete yakalanma riski, destekleyici bir ekipte çalışanlara göre %47 daha yüksek bulundu.

Araştırma, sürekli stresin sempatik sinir sistemini ve hipotalamus-hipofiz-adrenal eksenini aşırı aktive ettiğini, bunun da kortizol üretimini artırarak insülin direncine yol açtığını gösterdi. Aynı zamanda, bu durum vücutta iltihapla ilişkili sitokin düzeylerini artırıyor ve zamanla metabolik bozukluklara neden olabiliyor.

Araştırmacılar, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite gibi bireysel faktörleri hesaba katmasalar da, iş ortamındaki sosyal destek düzeyinin metabolik sağlıkla güçlü bir şekilde bağlantılı olduğunu net şekilde ortaya koydular.

Çalışmanın yazarları, yoğun iletişim ve stres içeren mesleklerde çalışan bireyler için diyabetten korunma ve sağlıklı yaşam tarzı konusunda yeni önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Çünkü iş ortamındaki duygusal baskı, yalnızca ruh sağlığını değil, fiziksel sağlığı da tehdit ediyor olabilir.

Bugünün yoğun duygusal yük taşıyan çalışanları, sağlıklarını korumak için daha dikkatli olmalı ve stresi azaltacak tüm yolları değerlendirmelidir. Çünkü tutkuyla başlayan iş günleri, sağlığımız için görünmeyen tehlikeleri barındırabilir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!