Duduşma, insan konuşmasındaki ciddi sorunlardan biridir ve çoğunlukla kelimeleri özgürce ve akıcı bir şekilde söyleyemeyen bir durum olarak kendini gösterir. Duduşan bir kişinin konuşmasında, kelimelerde veya hecelerde tekrar, uzatma veya beklenmedik kesintiler gözlemlenir. Ne demek istediğini tam olarak biliyor, ancak bunu akıcı bir şekilde ifade etmede zorlanıyor.
Çoğu durumda, çocukluk döneminde, yani 2 ila 6 yaşları arasında sıklıkla aksaklık görülür. Bilimsel verilere göre, çocukların yaklaşık %5-10'u dil gelişiminde kısa veya uzun süreli dengeye maruz kalabilir. İlginç bir şekilde, erkek çocuklarda, kız çocuklarına kıyasla 2-3 kat daha fazla dudu görülür ve yaş arttıkça bu cinsiyet farkı daha da artar.
Genellikle, çocukların yaklaşık yüzde 75'i zamanla duduğundan tamamen kurtulur. Ancak, kalan %25'inde bu durum devam edebilir ve bazı durumlarda ömür boyu sürebilir. Bu nedenle, gecikme kişinin öz saygısını, toplumda özgürce iletişim kurmasını ve hatta iş verimliliğini olumsuz etkileyebilir.
Konuşmanın akıcı gelişimi çok karmaşık bir fizyolojik süreçtir. Nefes alma, ses çıkarma (fonasyon) ve artikülasyon (dil, dudak, boğaz ve damağın hareketleri) gibi birkaç somut olarak koordineli kas fonksiyonundan oluşur. Tüm bu süreçler beyin tarafından yönetilir. Aynı zamanda, dinleme de konuşmanın tam olarak oluşumu için büyük önem taşımaktadır.
Dudulamanın nedenleri farklı olabilir. Bazı durumlarda kalıtsal faktörlerden kaynaklanırken, diğer durumlarda nörolojik veya psikolojik nedenlerden kaynaklanır. Örneğin, çocuğun aile ortamı, stres, aşırı korku veya uzun süreli psikolojik baskı duduğa katkıda bulunur.
Doktorlar ve konuşma terapistleri, ilk aşamada doğru tedavi yoluyla durgunluğun önlenebileceğini savunuyorlar. Bunun için özel konuşma terapisi eğitimleri, solunum egzersizleri ve psikoterapötik yöntemler kullanılır. Bazı durumlarda, modern teknolojiler kullanılarak kekemeyi azaltma ve akıcı konuşmayı geri kazanma fırsatı yaratılmıştır.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!
