Bild'in bildirdiğine göre, Güney Kore lideri Lee Jae-myung, iş ve kişisel yaşam arasında sağlıklı bir dengeye ulaşmak için "yeni bir siyasi dönüm noktası" gerektiğini söyledi. Bu görüşünü "Uzun çalışma saatleri gençlerin kariyer ve aileyi uyumlu hale getirmesini engelliyor" başlıklı analiz sonuçlarıyla doğruladı.
Çalışmaya göre, Koreli bir çalışan yılda ortalama 1874 saat çalışıyor - bu, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) genelindeki ortalamadan yaklaşık 130 saat daha fazladır. Lee Jae-myung, bu yükün ne demografiye ne de ekonomiye uzun vadede fayda sağlayacağını söyledi.
Hükümet, bu bağlamda 2030 yılına kadar iş haftasını 40 saatten 36 saate düşürmeyi ve daha sonra maaşları düşürmeden 4 günlük çalışma moduna kademeli olarak geçmeyi planlıyor. Bunu uygulamak için özel bir çalışma grubu oluşturuldu: Şirketlere verilen sübvansiyon mekanizmaları da dahil olmak üzere bir reform yol haritası geliştiriyor.
Sendikalar, girişimi destekledi ve "demografik krizi hafifletmenin en etkili anahtarı" olarak değerlendirdi. İş kanadı ise dikkatli: bazı üreticiler işgücünün azaltılmasının ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceğinden endişe duyuyor. Bu arada, Kore Bankası, GSYİH büyüme tahmininin %0,8 düştüğünü ve bunun 1998 Asya krizi sonrası en düşük gösterge olduğunu vurguladı.
Sorunun yanında önemli bir faktör doğum oranıdır. Güney Kore, dünyada en düşük seviyeye sahiptir: ortalama bir kadına 0,75 bebek düşmektedir. Planlanan "kısa haftalar" ve esnek çalışma programları, genç ailelerin zaman, çocuk bakımı ve mesleki gelişimini aynı anda yönetmelerine yardımcı olması bekleniyor.
Kısacası, Seul, işyerindeki verimliliği korurken insanların yaşam kalitesini iyileştirmeyi hedefliyor. Şimdi açık bir soru - yeni yasalar ne kadar hızlı ve oyun kurallarını ihlal etmeden uygulanabilir.
“Zamin”i Telegram'da okuyun!
