
Yağmur şırıldayarak yağarken, gün oldukça soğuktu ve herkes daha hızlı varış noktasına ulaşmaya çalışıyordu. Ben de şemsiye almadığım için yağmurda oldukça ıslandım. Eve aceleyle girdim ve komşu bahçesindeki kadının rahatsız edici sesinden durdum. "Aman Allah'ım, yine mi başladı?" diye içim karardı. Kadın, üç yaşındaki oğlunu öyle sert azarlardı ki, hem babasını hem de dedesini hakaretlerden mahrum bırakmaz, arada tokat veya yumruk sesleri de duyulurdu.
Odaya girdim ve parmaklarımla kulaklarımı kapattım. Ne kadar durduğumu bilmiyorum, yavaşça kulaklarımı açtığımda onun "...haramdan doğan kurbana yaramaz. Sen köpek yavrusu mezar olur musun, olursan da şu baban gibi sarhoş olursun. Aptal, alçak. Ağzından kan gelsin, çürüyüp gitsin, haramzade," dediğini duydum.
Yüreğim titredi. Acaba bir insan kendi çocuğuna böyle korkunç bir kaderi layık görür mü? Hatta yuvasından düşmüş bir kuş yavrusunun bacağı veya kanadının kırıldığını görmek bile acı vericidir. Bu onun canından olan çocuğu! İnsan neden çocuk sahibi olmak ister? Onu neden besleyip büyütür? Kocasıyla kavga ettiğinde ya da işten kötü haber aldığında, öfkesini çıkarmak, dövüp rahatlamak için mi?
Akşam olunca çocuk bizim tarafımıza gelip oynamaya başladı. Ben: "Abdullah, buraya gel," diye çağırdım. O, sanki vahşi bir hayvan saldırmış gibi ya da büyük bir hata yapıp annesinden dayak yemeyi bekliyormuş gibi boynunu büküp, gözleri korkuyla dolu şekilde baktı. Ona bakmak bile acı vericiydi. Kalbim parçalandı.
Acaba, hayata henüz alışamamış üç yaşındaki bir çocuğun gözlerinde bu kadar acı ve kalbinde korku olabilir mi?! Onu yanıma çağırıp konuşmaya başladım. O sessizce yere bakıyordu. Bir süre sonra kendisinden bir-iki yaş büyük arkadaşı gelip: "Abdullah, hadi oynayalım," dedi. Çocuk kesinlikle reddetti: "Elbisem kirlenir, sonra annemden dayak yerim," diye cevap verdi.
İşin aslı buradaydı. Az önceki azarlamalar, dayaklar onun elbiselerinin kirlenmesi ve annesine ekstra dert olması içindi! Düşündüm. Acaba gün gelir de ben de üzerini kirleten, bir şeyi kıran ya da henüz çok küçük olduğu için tuvaleti kirleten çocuğuma böyle davranırsam?! Hayır, hayır, Allah korusun.
Çocuk kendi adıyla bir çocuktur. Bilmeden hata yapar, düşer kalkar büyür. "Şu kişinin on sekiz yaşında çocuğu oldu" ya da "Şu kişinin çocuğu kendi kıyafetlerini, iç çamaşırlarını yıkıyor, bezini kendi değiştiriyor" sözlerini ne zaman ve nerede duydunuz?
İnsan yaratıldıktan sonra aklını tanıyıncaya kadar yaşadığı zorluklar yerine birçok şehir kalkınır derler. Halkımızda "Azarladığın çocuktan iyilik bekleme" diye anlamlı bir söz vardır. Ya Allah göstermesin, çocuğunu elinden geldiğince azarlayan bir kadının duası kabul olursa ne olur?
"Haramzade, boynun kopsun, ağzından kan gelsin, izlerin yansın, genç yaşta ölüp git," diye parlak dişlerimizin arasından kolayca çıkan bu sözler aslında sadece basit bir bağırış ya da öfke ifadesi midir?
Zayıf yavrumuzu azarlamaya hakkımız var mı? Çocuğu güzel sözler, hayırlı dualar yerine her türlü cahilce, can yakan sözlerle büyütmek insafsızlık değil mi? Dünyaya gelip beşikten yetişkinliğe kadar azarlanmaya doymuş bir bedenden ne beklenebilir? Oysa sıradan bir bitkiye ya da su dolu bir kaba kötü sözler söylenirse solar, bozulur; varlığı sudan ibaret olan bir çocuktan ise sağlıklı büyümesi beklenir mi?
Çocuğun gerçek SAHİBİ vardır. O Yüce her şeyi görüp gözetmektedir. Bize emanet ettiği hakkında henüz soracaktır. Çocuğumuz Allah'ın Müslüman kullarından, Peygamberimizin sallallahu aleyhi ve sellem ümmetinden olarak dünyaya geldiyse, ona karşı sorumluyuz. Hiçbir şey hikmetsiz yaratılmaz, hiçbir şey cevapsız bırakılmaz.
Çocuğunu azarlayan anne babalar, dilimize dikkat edelim. Gerektiğinde azarlama hakkında bilgi sahibi olmak da iyidir. Azarlama da dil hastalıklarından biridir ve iki çeşittir: yasaklanmış ve yasaklanmamış. Yasaklanmış dualar da iki kısımdır: masum insanları, hayvanları azarlamak ve kendini azarlamak.
Resulü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: "Kendiniz hakkında dua etmeyin, çocuklarınızın zararına dua etmeyin, mal ve mülkünüz hakkında dua etmeyin. Allah tarafından kabul edilen dualarınızın zamanı gelirse, dualarınız kabul olur," diye uyarmıştır.
Azarlama şampiyonu, çocuk dövme ustası anneler, kendi ayağınıza baltayı vurup geleceğinizi mahvetmeyin!
Zebunniso Kutbiddin kızı
Kaynak: Azon.uz Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler