İngiltere'den Japonya'ya kadar farklı ülkelerde yapılan sosyal araştırmalar, dış görünüşün insanlar arasındaki ilişkilerde ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Yakın zamanda Güney Kore'nin Seul kentindeki Konkuk Üniversitesi'nden araştırmacılar, erkeğin boyunun kadının evlilikteki mutluluk düzeyine nasıl etki ettiğini inceleyen bilimsel bir çalışma gerçekleştirdi.
Araştırmaya 7.850 evli kadın katıldı. Kendi boylarını ve eşlerinin boylarını belirttiler, ayrıca evlilik memnuniyeti, duygusal durum ve güvenlik hissi hakkında soruları yanıtladılar.
Sonuçlara göre, evliliğin ilk yıllarında kadınların uzun boylu erkeklerle birlikte olduklarında daha huzurlu, güvende ve rahat hissetme olasılıkları daha yüksek çıktı.
Kadınlardan biri duygularını şöyle tarif etti:
“Bir kadın olarak hem narin hem de kendine güvenli hissetmeyi seviyorum. Bir erkeğin gözlerine aşağıdan yukarı bakmak bana önemli geliyor. Bu, bana iç huzur veriyor — hatta yemek seçmek, giyinmek ve topuklu ayakkabı giymekte bile özgürlük sağlıyor.”
Ancak araştırma gösteriyor ki, boy ve dış görünüşle ilgili mutluluk hissi kalıcı değil. Uzmanlara göre 18 yıl sonra çiftlerin genel mutluluk seviyesi boy farkına bakılmaksızın sabitleniyor. Yani, eşler aynı boyda ya da kadın erkekten uzun olsa bile ilişkileri güçlü kalabiliyor.
Uzmanlar bu durumu genellikle geleneksel toplumsal algılar ve biyolojik içgüdülerle açıklıyor. Uzun boylu erkekler genellikle güç, koruma ve liderlik sembolü olarak görülüyor. Bu nedenle bazı kadınlar, özellikle evliliğin ilk dönemlerinde böyle erkeklerle daha güvende hissediyor.
Bununla birlikte, uzmanlar eş seçerken dış görünüşten çok kişisel uyumun ve psikolojik sağlığın önemli olduğunu vurguluyor. Son zamanlarda yayınlanan psikolojik bir analizde de, yalnız kalma korkusunun ve kendi başına zaman geçirememenin ciddi ruhsal sonuçlara yol açabileceği belirtildi.
Kaynak: Peopletalk
Telegram’da «Zamin»i takip edin!