Yeni süreler koymaktan çekinmeyen Trump: Bu işin sonu gelecek mi?

Donald Trump yüzünden son zamanlarda sık sık "deadline" kelimesini kullanır olduk. Eskiden bu kelimeyi yalnızca futbol menajer oyununda kadroyu güncellemeden önce kullanırdık. "Deadline" İngilizce bir kelime olup, bir işin tamamlanması için belirlenen son tarihi ifade eder. Örneğin, futbol menajer oyununda belirtilen "deadline"a kadar kadroyu güncellemezseniz, fırsatınız kaçar ve hükümetteki amcanız bile size yardım edemez. Ancak Trump’ın koyduğu "deadline"lar pek de bu kadar ciddi çıkmadı. Koskoca Amerika başkanının belirlediği süreler, basit bir sanal oyundaki sürelere bile yetişemiyor.

Bir gün, üç gün, yüz gün…

Trump, seçim kampanyası sırasında başkan seçilirse göreve başlamasından bir gün sonra Ukrayna savaşını bitireceğini, Oval Ofis'e en sevdiği şekersiz kola çağırma düğmesini geri getirme gibi önemli bir işi bile ikinci plana atacağını söylemişti. Ancak Trump’ın başkanlığa dönüşünün üzerinden 4 ay geçti. Oval Ofis'e kola düğmesi geri geldi, fakat savaş hala sona ermedi. Büyük bir stratejist olduğunu iddia eden Donald John Trump, sonunda dönüp dolaşıp savaşı bitirmenin yolunun Kırım'ın Rusya’ya ait olduğunu kabul etmekten geçtiğini savunmaya başladı.

Trump yönetimi, savaşı bir günde bitiremeyince kendilerini savunmanın en kolay yolunu seçti ve savaşı Joe Biden’ın başlattığını, dolayısıyla bir günde bitirmenin mümkün olmadığını söylemeye başladılar. Oysa Trump hariç herkes zaten bir savaşın bir günde sona ermeyeceğini biliyordu.

Ardından yeni tarihler ortaya atıldı. Özellikle Trump'ın başkanlığının ilk 100 gününde savaşı bitireceği söylendi. Ancak 100 günlük süre de doldu, savaş hâlâ devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Trump, sabrının taştığını belirterek Putin’e üç günlük bir süre tanıdı ve “Hafta sonuna kadar Rusya ateşkes konusunda net bir cevap vermezse biz bu işten çekileceğiz” dedi. Bu süre de geçti ve savaş hâlâ sona ermedi. Ruslar ve Ukraynalılar, anlamsız savaş yüzünden siperlerde ölmeye devam ediyor.

“Rusya ile anlaştık”

Son günlerde Trump, ABD’nin savaşı sonlandırmak üzere Rusya ile anlaşmaya vardığını söyledi: “Rusya ile anlaştığımızı düşünüyorum. Şimdi Zelenskiy ile anlaşmamız gerekiyor. Onunla anlaşmanın daha kolay olacağını düşünüyordum ama öyle olmadı, bu da normal. Her iki tarafla da anlaşmaya yakın olduğumuzu düşünüyorum,” dedi Trump gazetecilerle buluştuğu sırada.

Sözlerine devam eden Trump, Putin ve Zelenskiy'i güçlü adamlar olarak tanımladı: “Bence Londra’daki görüşmeler iyi geçti. Artık iki kişi, iki güçlü kişi anlaşmalı. O zaman ölümler sona erer,” diye konuştu Trump.

ABD Başkanı, Mayıs ayında Suudi Arabistan’a yapacağı resmi ziyaretten sonra Putin ile görüşebileceğini belirtti.

Kırım yeniden gündemde

Rusya, 2014 yılında yaşanan kriz sırasında Ukrayna’ya ait Kırım'ı ilhak etmişti. Son günlerde bu konu tekrar gündeme geldi. Önce Trump’ın özel temsilcisi Steven Witkoff, Putin ile görüştükten sonra savaşı sonlandırmanın şartlarından birinin Ukrayna’nın dört bölgesini Rusya’ya vermesi ve Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak tanıması olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz gün Londra’da gerçekleştirilen görüşmelerde Amerika tarafı, savaşı sonlandırmak için Ukrayna’ya şartlarını sundu. Bu şartlar arasında yine Ukrayna’nın Kırım’ı Rusya’nın olarak tanıması da vardı. Ancak daha görüşmeler yapılmadan önce Zelenskiy, Ukrayna’nın asla Kırım'ı Rusya'nın olarak tanımayacağını açıkladı. Bu açıklamadan sonra ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Almanya ve Fransa dışişleri bakanları Londra’ya gitmekten vazgeçtiler.

Trump, Zelenskiy’i bu tutumu nedeniyle eleştirdi: “Anlaşmaya yakınız. Elinde hiç kart olmayan adam sonunda karar vermeli. Ya barışı kabul edecek ya da ülkesini tamamen kaybetmeden önce üç yıl daha savaşacak,” diye yazdı Trump. ABD Başkanı bu sözleriyle fiilen Zelenskiy’nin Kırım'ı Rusya'nın bir parçası olarak tanımasını istediğini ima etti.

İşte durum böyle. Çağımızın büyük stratejisti, savaşı bir günde bitireceğini söylerken hiç kimsenin aklına gelmeyen siyasi bir manevra değil, bir ülkenin toprağını zorla başka bir ülkeye vermeyi kastediyormuş meğer. Bu da hayra alamet değil. Unutmayalım ki İkinci Dünya Savaşı tam olarak böyle bir anlaşmanın ardından başlamıştı. Telegram’da «Zamin»i takip edin!