Günlük hayatımızda sucuk, sosis, cips, gazlı içecekler ve çeşitli yarı hazır yiyecekler çoğu sofrada yer alır. Görünüşü ve tadı cazip gelse de insan sağlığı için büyük bir risk barındırır. Uzmanlar, bu gıdaların mideyi doyursa da vücudu gerekli besin maddeleriyle beslemediğini vurguluyor. Sonuç olarak kalp-damar, karaciğer, mide, endokrin ve sinir sistemine olumsuz etki yapar.
İşlenmiş gıda nedir?
Doğal hali korunmamış, birkaç teknolojik aşamadan geçirilmiş ve genellikle katkı maddeleriyle zenginleştirilmiş gıdalardır. Örneğin, uzun süre saklanabilmesi için koruyucu eklenen sucuk veya konserveler, görünüşünü cazip kılmak için boya ve tatlandırıcı eklenen cipsler veya gazlı içecekler. Ayrıca beyaz ekmek, rafine şeker ve yağlar da bu gruba girer.
Avantajı uzun süre saklanabilmesi, taşınmasının kolay ve hazırlanmasının pratik olmasıdır. Ancak sağlık açısından pek çok zararı vardır.
Zararlı etkiler
Öncelikle, aşırı trans yağ ve tuz. Bu maddeler kandaki “kötü” kolesterolü artırır, “iyi” kolesterolü düşürür. Sonuçta kalp-damar hastalıkları riski hızla artar. Fazla tuz ise tansiyonu yükselterek hipertansiyon ve felce yol açabilir.
İkinci tehlike — fazla şeker. Gazlı içecekler ve tatlılarda şeker miktarı normalin birkaç katıdır. Şeker hızlı emilerek yağ olarak depolanır, obezite ve diyabet riskini artırır. Ayrıca diş sağlığına da zarar verir.
Üçüncü sorun — kimyasal katkılar. Koruyucu, boya ve yapay tatlandırıcılar yiyeceği cazip hale getirir, ancak vücutta birikerek çeşitli hastalıklara yol açabilir. Bilimsel araştırmalar bazı koruyucuların kansere neden olabileceğini göstermiştir.
En büyük sorun — besin değerlerinin kaybolması. İşleme sırasında vitamin ve mineraller önemli ölçüde azalır. Örneğin, beyaz ekmek üretiminde tahılın en faydalı kısımları çıkarılır, bu da B vitamini ve lif eksikliğine yol açar.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, düzenli olarak işlenmiş gıda tüketenlerde obezite oranı iki kat daha fazla, kalp hastalıkları riski %30 daha yüksek ve yaşam süresi ortalama 5–7 yıl daha kısa olabilir.
Sağlıklı alternatifler
– Fastfood ve yarı hazır yiyecekler yerine taze sebze ve meyveler.
– Gazlı içecekler yerine sade su veya doğal meyve suları.
– Sucuk ve konserveler yerine haşlanmış veya buharda pişmiş et ve balık.
– Tatlılar yerine kuru meyveler, bal ve kuruyemişler.
Yetkililer, işlenmiş gıdaları tamamen ortadan kaldırmak gerekmediğini, ancak miktarını en aza indirmek gerektiğini belirtiyor. Doğru beslenme yalnızca hastalıkları önlemekle kalmaz, aynı zamanda yaşam kalitesini, ruh halini ve enerjiyi de artırır.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!