Mauricio Pochettino, neden asla Barcelona'yı yönetmediğini açıkça belirtti. Ona göre, mesele kişisel ilkelere, kendi bölgesel-manevi kimliğine ve anladığı futbol felsefesine bağlılıktır. "Barselona'ya koçluk etmektense, Arjantin'deki bir çiftlikte çalışmayı tercih edeceğim ifadesi mi? "Hâlâ iyi, değil mi?" dedi, daha önce söylediği şeyi hatırlayarak ve bu pozisyonun hala değişmediğini vurgulayarak.
Pochettino, kendini tamamen "Espanol"a adadığını belirtti. Ona göre, birçok kişi "Bir gün Barça seni davet ederse ne olacak?" diye sorgulamaya geliyor, ancak o bu soruya hiç tereddüt etmeden cevap veriyor: "Barselona'ya koçluk yapmadığımı söyleyebilirim." Ona göre, bir kulüp seçerken ne prestij ne de finansal koşullar için inancını kaybetmemek en önemli kriterdir.
"Her zaman bunu açıklamaya ve kimseyi incitmeye çalışıyorum... Barça'nın sadece bir kulüp kavramından daha büyük olduğu söyleniyor. Bu ne anlama geliyor? "Çocuklara hangi fikirleri öğretmeliyiz?" diye sordu Pochettino. Bu konuda Barcelona'daki bazı görüşlerle aynı fikirde olmadığını belirtti: "Bence Barcelona bu konuda yanılıyor. Her futbol takımının kendi kültürü var ve Barça harika bir kulüp, ancak insanları neye ikna etmek istediklerine katılmıyorum."
Sorunun saygıda değil, değerlerde olduğunu söyledi. Ona göre, futbol sadece sonuçlar veya kupalar değil - her şeyden önce, takım ruhu, ortam, ahlak, çocuklara verilen hayaller ve boyutlar hakkında. Bu nedenle, Espanyol ile olan bağlantısını kişisel geçmişinin bir parçası olarak görüyor ve bu bağlantıyı değiştirme niyeti yok.
"Bence Espanyol, Barcelona'dan çok daha bağımsız ve temiz bir Katalan kulübü," diye ekledi. Pochettino, bu düşüncesiyle kulüplerin kendine özgü doğasına ve kökenlerine işaret etti: biri büyük bir performans sistemi, büyük baskı ve belirli fikirler atmosferiyle uyumlu, diğeri ise farklı bir düzene ve değerlere öncelik veriyor. Kendini ikincisinden olarak görüyor.
Sonuç olarak, Pochettino için "ne yerde çalışmak" sorusu yalnızca uyumluluk veya uyumsuzluk meselesi değil, kişisel görüşlerine aykırı olmayan bir ortamda çalışmakla ilgilidir. Barcelona'yı büyük saygıyla anmasına rağmen, oradaki ideolojik yönü kabul etmediğini gizlemedi. Bu nedenle, pozisyonunu açık ve anlaşılır bir şekilde ifade etti: koşullar ne olursa olsun, Barcelona'yı yönetmeye razı olmayacak - ona entegre olan "Espanol" ruhu, bağımsızlık ve saf gelenekler yakındır.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!