Taşkent bölgesinde meydana gelen bu trajik olay, sadece yerel halkı değil, tüm ülkeyi şoke etti. Bu olayda, aynı erkekle evli olan iki kız kardeş farklı şartlarda yaşamını yitirdi. Her iki vaka da aile içi şiddet ve güvenin ne kadar trajik sonuçlar doğurabileceğini gösterdi.
İlk vaka, 16–17 Ağustos 2024 gecesi meydana geldi. 37 yaşındaki erkek, sarhoş halde eve döndü, uyuyan eşini uyandırdı ve ona psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayarak tartıştı. Erkek eşini elleri ve ayaklarıyla karnına vurdu, ardından kadın hastaneye götürüldü. Erkeğin ebeveynleri ve iki küçük çocuğu olaya tanık oldu.
Kadın, hastanede iki hafta tedavi görmesine rağmen hayatını kaybetti. Merhum kadının ebeveynleri, ailede sık sık kavga yaşandığını ve erkeğin eşine düzenli olarak şiddet uyguladığını belirtti. Ayrıca, dövülme olayını gizlemeye çalıştılar ve kadının yaralanmasının merdivenden düşerek meydana geldiğini söylemeye zorladılar.
Ancak kolluk kuvvetleri olayı devraldı ve adli tıp incelemesi yaptı. Tıbbi rapora göre, kadının birçok iç organında yaralanmalar vardı ve yaşamı boyunca kronik hastalıklarla karşılaşmıştı. Bu doğrultuda, 21 Şubat 2025 tarihinde Ohangaron İlçesi Ceza Mahkemesi, bu kişiyi Ceza Kanunu 126-1. madde, 8. kısım, “g” bendi (mağdurun ölümüne sebep olan aile içi şiddet) kapsamında suçlu buldu ve 10 yıl hapis cezası verdi.
Erkek, karara itiraz etti ve dava 1 Temmuz 2025 tarihinde Taşkent bölge mahkemesinin temyiz organında yeniden incelendi. Mahkemeden ilk derece mahkemesinin kararını iptal etmesini ve karısının ölümünde masum olduğunu kabul etmesini talep etti. Temyiz mahkemesi dava dosyalarını, tıbbi inceleme ve merhumun tıbbi kayıtlarını inceledi. Karara göre, alınan yaralanmalar kadının ölümüyle doğrudan ilişkili değildi ve ölümü kalp krizi sonucu meydana gelmişti. Buna dayanarak, erkeğin suçu Ceza Kanunu 126-1. madde, 6. kısım (aile içi şiddet nedeniyle fiziksel zarar verme) olarak yeniden sınıflandırıldı ve 6 yıl 5 ay hapis cezası
Telegram’da «Zamin»i takip edin!