Bugün dünya hızla değişiyor. Rekabet yoğunlaşıyor. Ekonomik kaynaklar değil, insan sermayesi belirleyici faktör haline geliyor. Böyle bir durumda, gençlik meselesi her ülke için stratejik bir seçim haline geliyor. Çünkü gençler sadece yarın değil, bugünün kararlarının yarınki sonucudur. Bu nedenle, ülkemizde gençlere verilen ilgi, uzun vadeli kararların mantıklı bir devamıdır.
Devlet başkanımızın Orta Asya hakkındaki makalesinde gençlik konusuna özellikle değinmesi de boşuna değil. Orta Asya, dünyanın en genç bölgelerinden biridir. Nüfus 80 milyonu aştı ve çoğu otuz yaşın altındakilerdi. Yakın 2050'de 100 milyonu aşması bekleniyor. Yani, gençlerin sayısı daha da artacak. Bu büyük bir güç, büyük bir fırsat ve aynı zamanda büyük bir sorumluluk. Gençlerin bulunduğu yerlerde, yüksek kaliteli eğitime, modern mesleklere, teknolojilere ve kendini gerçekleştirme fırsatlarına olan talep de yüksektir.
Bu yıl Cumhurbaşkanı'nın gençlerle iki kez açık diyalog düzenlemesi de bu mantıksal zincirin bir devamıdır. Özellikle, 14 Şubat 2025'te düzenlenen açık diyalog, gençlik politikasında yeni bir aşamayı başlattı. Aynı gün, genç girişimciliği desteklemeyi, mezunların istihdamını ve gençlerin istihdamını sağlamayı amaçlayan kararlar (PQ-60, PQ-61 ve PQ-62) kabul edildi.
Gençlik girişimleri için 400 milyon ABD doları tahsis edildi. Neden bu kadar büyük destek gerekiyor? Çünkü işsiz gençlik - kaybedilen bir fırsat. Eğitimsiz gençlik, gelecekteki bir sosyal tehlikedir. Bu nedenle, alınan kararlar sıkı bir şekilde izlendi ve uygulandı.
Sonuç olarak, yaklaşık 15.000 genç girişimciye yaklaşık 2 trilyon Özbekistan Somu tutarında imtiyazlı kredi tahsis edildi ve yaklaşık 20.000 yeni iş imkanı yaratıldı. Bu rakamlar sadece istatistik değil, binlerce ailenin kaderini, binlerce gencin toplumdaki yerini bulduğunu gösteriyor.
Gençlik politikasında bir diğer önemli konu da var - bilgi. Bugün işgücü piyasası sadece diploma değil, beceri de gerektiriyor. Özellikle, yabancı dil bilgisi küresel ekonomiye girmenin anahtarıdır. Bu nedenle, 8 Ekim 2025'te Bakanlar Kurulu'nun 632 sayılı Kararı ile "2+6" biçimindeki yabancı dil öğrenme programı başlatıldı. Ona göre, gençler önce 2 aylık öğrenim ücretini kendi masraflarından öderler, sonraki 6 aylık öğrenim masraflarını devlet öder. Bu model hem disiplini hem de teşviki birleştirir.
Program aracılığıyla, 2030 yılına kadar 100.000 gencin yabancı dil sertifikaları alması planlanıyor. Bu rakam, ülkenin gelecekteki personel rezervini temsil eder ve uluslararası arenada rekabetçi olma hedefine hizmet eder.
Gençlik sorunlarına verilen önem ekonomi ve eğitimle sınırlı değildir. Bu doğal. Bugün dünya iklim değişikliği ve çevresel sorunlarla karşı karşıyadır.
Hükümet kararıyla, Gençlik İşleri Ajansı bünyesinde Yeşil Girişimleri Destekleme Fonu kuruldu. Fon, her yıl 10 milyar soma kadar gençlerin ekoloji, yeşil enerji ve çevre koruma projelerini finanse etmeyi öngörüyor.
Gençlik politikasında, fırsatların herkes için eşit olduğuna özellikle dikkat edilmektedir. Özellikle, paralimpik alanda da yeni bir karar kabul edildi ve cumhuriyetteki 39 devlet spor okulunun paralimpik sporlara özelleştirileceği belirlendi. Bu, engelli gençlerin sporda sınırlı bir ortamda değil, sağlıklı spor gruplarında, rekabetçi takımlarla birlikte antrenman yapma fırsatı sunmaktadır. Bu yaklaşım, fiziksel eğitimle birlikte sosyal adaptasyonu da güçlendirir.
Genel olarak, bu çalışmalar ve değişiklikler ülkenin kalkınmasının doğal bir ihtiyacıdır. Çünkü gençler bugün ve yarın ekonomik büyüme, sosyal istikrar ve yenilikçi kalkınmanın ana itici gücü olmaya devam edecek. Bu nedenle, gençlik politikası ülkemizde belirli bir dönem veya kampanya ile sınırlı kalmaz. Uzun vadeli kalkınma stratejisinin tutarlı bir parçası olarak, hem iç reformlarda hem de dış diyaloglarda her zaman gündemde yer almaktadır. Gençlere verilen ilgi, bu tutarlılığı ve sürekliliği sağlamayı amaçlamaktadır.
“Zamin”i Telegram'da okuyun!
Меҳмон grubundaki ziyaretçiler bu yayına yorum yapamaz.
