
Ortadoğu semalarında yeni çatışma devam ederken, İran'ın son askeri stratejisi uluslararası analistlerin ve siyasi gözlemcilerin ilgi odağı oldu. Son günlerde İsrail'e yönelik füze saldırılarının sayısında keskin bir düşüş yaşandı. Bu düşüş, İran'ın füzelerinin tükendiğini değil, stratejik yaklaşımında bir değişiklik olduğunu gösteriyor.
Çok fazla değil, kesinlikle! İran'ın taktik vizyonu değişti
CNN kaynaklarına göre, İran askeri liderliği çok sayıda füze fırlatmak yerine, hedeflerine tam ve doğru bir şekilde nişan alınmış yüksek teknolojili füzeler kullanmaya karar verdi. Resmi bir İranlı kaynak kanala, "Artık her zaman olduğu gibi yüzlerce füzeyle uğraşmıyoruz, ancak her atış hedefine nişan alınmış yüksek hassasiyetli silahlarla uğraşıyoruz" dedi.
Kaynak, İran tarafının THAAD ve Patriot (ABD) gibi hava savunma sistemlerini ve Arrow-2, Arrow-3, David's Sling ve Iron Dome gibi İsrail hava savunma sistemlerini kolayca alt edebilecek füzeler kullanmaya başladığını söyledi. En önemlisi, bu füze saldırıları askeri ve stratejik hedefleri önceden tam olarak vuruyor.
Daha az saldırı, daha güçlü etki
13 Haziran'da İsrail'e karşı misilleme saldırılarına başlayan İran, önceki saldırılarda yüzden fazla füze fırlatmıştı. Ancak şu anda, İsrail kaynaklarına göre, günde ondan az füze atılıyor. Örneğin, 21 Haziran gecesi saldırıda beş füze kullanıldı, ancak bunların her biri balistik füzeydi.
Başka bir deyişle, İran niceliğe değil niteliğe inandığını pratikte kanıtlıyor. Bu yaklaşım, her saldırının hassas ve analitik hesaplamalarla gerçekleştirildiğini gösteriyor.
Kameralar aracılığıyla casusluk: Franco'nun iddiası
İsrail Ulusal Siber Direktörlüğü'nün eski başkan yardımcısı Rafael Franco'ya göre, İran son zamanlarda İsrail'deki özel gözetleme kameralarına bağlanarak gerçekleştirilen saldırıların etkinliğini ve doğruluğunu analiz etmeye başladı. Bu aynı zamanda siber güvenlik alanındaki çatışmanın yoğunlaştığını da gösteriyor.
İsrail yanıtsız bırakılmıyor
İran'ın kesin saldırılarına yanıt olarak, İsrail tarafının uçaklarıyla İran'daki füze depolama tesislerini, fırlatma sahalarını ve hatta nükleer altyapı noktalarını hedef aldığı bildirildi. Bu, çatışmanın daha da derinleşmesi riskini yaratıyor.
Sonuç: Yeni bir dönem, yeni bir savaş tarzı
İran'ın füze stratejisindeki bu keskin değişim, yalnızca askeri açıdan değil, aynı zamanda jeopolitik açıdan da ciddi önem taşıyor. Günümüzde savaşlar "çoklu saldırılar" dönemine ama aynı zamanda "belirli saldırılar" dönemine giriyor. Bu, şüphesiz İsrail için endişe verici bir işaret. Her kesin saldırının arkasında teknolojik üstünlük, kesin istihbarat ve gelişmiş askeri hesaplamalar var.
Orta Doğu, hem diplomatik hem de güvenlik açısından bir kez daha bir çatışma noktası haline geliyor. Ve oradaki her hareket küresel güvenliğin denklemini değiştirebilir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler