
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, parlamentodaki konuşmasında dünya kamuoyuna açık ve net bir mesaj gönderdi: İran’ın nükleer silah geliştirmek gibi bir niyeti yok ve bu konudaki tüm şüpheler asılsızdır. Cumhurbaşkanı, ülkenin nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanma hakkına sahip olduğunu ve kimsenin bu hakkı inkâr edemeyeceğini vurguladı.
Pezeşkiyan’a göre İran’ın resmî politikası, nükleer silahtan vazgeçmeye dayanıyor. Bu konuda ülkenin Dini Lideri tarafından da defalarca kesin açıklamalar yapıldı. “Kim bu yönde karşıt bir görüş bildirirse, o kişinin İran’ın siyasi sisteminde yeri yoktur,” dedi.
Cumhurbaşkanına göre, ülkenin bilimsel potansiyeli sadece barışçıl ve olumlu amaçlarla kullanılmalıdır. Ayrıca şunu vurguladı: “Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması sadece hakkımız değil, aynı zamanda uluslararası anlaşmalarda belirtilen meşru bir taleptir. Bu alandaki bilimsel araştırmalar ve pratik çalışmalar İran toplumunun gelişimine hizmet etmelidir.”
Buna paralel olarak, İran Dışişleri Bakanlığı da ülkenin Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) kapsamındaki yükümlülüklerine bağlı kalacağını belirtti. Dışişleri Bakanlığı’nın resmî açıklamasında, Orta Doğu’da nükleer silaha kesinlikle yer olmaması gerektiği vurgulandı.
Böylesine barışçıl açıklamalara rağmen, 13 Haziran’da İsrail, İran topraklarındaki bir dizi nükleer ve savunma tesisine hava saldırıları düzenledi. Saldırı sonucu Tahran ve diğer şehirlerdeki stratejik tesisler tahrip edildi. İran ise bu saldırılara karşılık olarak İsrail topraklarına yüzlerce füze ve insansız hava aracıyla karşı saldırılar başlattı.
Önemli olan şu ki, karşılıklı saldırılar dördüncü gününde de devam ediyor. İranlı yetkililere göre saldırılarda İslam Devrim Muhafızları Ordusu generalleri, Silahlı Kuvvetler Genelkurmay üyeleri ve nükleer alandaki uzmanlar hayatını kaybetti.
Bu tırmanış, bölgedeki istikrar ve güvenliğe ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası kuruluşlar ve önde gelen ülkeler her iki tarafı da barışa çağırıyor. Ancak durum giderek daha tehlikeli bir hâl alıyor.
İran’ın barışçıl nükleer politikaya bağlılığı ile İsrail’in askeri saldırıları arasındaki çelişki, sadece Orta Doğu için değil, tüm dünya güvenliği için de bir sınava dönüştü. Zaman gösterecek ki, bu çelişki barışa mı yoksa yeni çatışmalara mı kapı aralayacak. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler