
Bugün, insanlık robotik gelişiminin tamamen yeni bir aşamasına adım atıyor. Bugün meydanda görünen androidler, bu büyük sürecin yalnızca görünür bir parçasıdır. Dünya çapında düzenlenen robot yarışmaları, bilimsel laboratuvarlar ve özel şirketlerin bu alanda binlerce farklı proje üzerinde çalıştığını gösteriyor.
Uzmanların tahminlerine göre, robotik endüstrisi 2050 yılına kadar mevcut ölçeklerine göre yaklaşık 250 kat artabilir. Bu sayı tesadüf değil: insanlık tarihinde teknolojiler, özellikle de insana benzeyen robotlar, hiçbir zaman bu kadar hızlı gelişmemiştir. En önemlisi, bu hız artık yavaşlamıyor, aksine daha da hızlanıyor.
Bu bağlamda, yapay zeka alanındaki önde gelen isimlerden biri olan Sam Altman'ın yakın zamanda yayınlanan bir deneme manifestosundaki görüşleri büyük ilgi uyandırdı. Burada "yumuşak tekilliğin" kavramına özellikle değinir. Altman, ilk aşamada, insan benzeri robotların geleneksel, yani insan emeğine dayalı olarak oluşturulması gerektiğini belirtti. Ancak, belirli bir noktadan sonra, bu süreç tamamen farklı hale gelir.

Ona göre, ilk milyonlarca android ortaya çıktıktan sonra, tüm tedarik zincirini kontrol edebilecekler. Robotlar, maden çıkarma ve işleme, yük taşımacılığı ve fabrika ve fabrika yönetimi ile ilgileniyor. En ilginç olanı, daha fazla robot yaratma sürecini de üstlenmeleriydi. Daha sonra, mikroskema üreten fabrikaların inşası gibi çok karmaşık görevleri de yerine getirebilir.
Bu şekilde, kendi kendini güçlendiren bir teknolojik döngü ortaya çıkar. Bu döngü sonucunda, kalkınma oranı tamamen yeni bir seviyeye yükselecek. Yeni icatlar, gelişmiş çözümler ve daha önce sadece fantastik gibi görünen "mucizeler" çok kısa sürede hayata geçirilir.
Kısacası, insanlığın robotlarla yan yana yaşayacağı bir çağın eşiğinde. Bu süreç hem endişe verici hem de umut verici. Ancak kesin olan şu ki, teknolojinin tarihi hiçbir zaman bu kadar hızlı ve bu kadar derin bir değişime sahip olmamıştır.
“Zamin”i Telegram'da okuyun!Меҳмон grubundaki ziyaretçiler bu yayına yorum yapamaz.