Trump'ın tarifeleri, Hindistan-ABD ilişkilerinde ciddi bir gerilim yarattı

21. yüzyılın başından beri stratejik ortak olarak kabul edilen Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri arasında beklenmedik bir ciddi soğukluk yaşandı. Başkan Donald Trump'ın Hint ürünlerine uygulanan tarifeleri ikiye katlaması, iki ülke arasındaki ilişkilere önemli ölçüde zarar verdi.

27 Ağustos'ta yürürlüğe giren karara göre, ABD, Hindistan'dan ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergileri %50'ye yükseltti. Daha önce, Rusya'nın petrol satın alımı nedeniyle uygulanan %25 ceza oranına %25 eklendi. Sonuç olarak, giyim, mücevher, değerli taşlar, spor ekipmanları, mobilya ve kimyasal ürünler için vergiler önemli ölçüde arttı.

Yetkili siyasi analist Farid Zakariya, Washington Post'taki analizinde Washington'ın bu kararını yorumlayarak, ABD dış politikasının yönünün tamamen değiştiğini vurguladı. Ona göre, Trump'ın bu hareketi, önceki yönetimlerin 25 yıl boyunca inşa ettiği stratejik ortaklık politikasını kökten bozabilir ve hatta cumhurbaşkanlığı dönemindeki en büyük hata olarak tarihe girebilir.

Soğuk Savaş'tan sonra, Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan arasındaki ilişkiler istikrarlı bir şekilde gelişmeye başladı. Başkan Bill Clinton'ın 2000 yılındaki ziyareti bu iş birliğinin temelini attı. George W. Bush yönetiminde ise Washington, Çin'in güçlenmesini dengelemek için Hindistan'ı ana ortak olarak görmeye başladı. Aynı zamanda, nükleer program konusu da çözüldü ve tarihi bir anlaşma imzalandı.

Sonraki yıllarda Obama yönetimi, Hindistan'ın BM Güvenlik Konseyi'nin kalıcı üyeliğine adaylığını destekledi ve iki ülke arasındaki ticareti önemli ölçüde artırdı. Trump'ın ilk başkanlığında da, ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan'dan oluşan bir savunma bloğu olan QUAD güçlendirildi. Joe Biden döneminde, ekonomik iş birliği daha da genişledi ve Hindistan birçok alanda Washington ile yakın bir şekilde çalışmaya başladı.

Ancak, Trump'ın ikinci başkanlığı dönemindeki yeni tarifeler durumu tamamen değiştirebilir. Hatta Hindistan ekonomisini "ölmüş" olarak nitelendirdi. Aslında, New Delhi, son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen büyük ekonomilerinden biriydi ve şu anda gayri safi yurt içi hasıla göre dördüncü sırada yer alıyordu. 2028 yılına kadar Almanya'yı geride bırakarak Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in ardından üçüncü ekonomi haline gelmesi bekleniyor.

Zakariya, bu tür bir siyasi yönün Amerika Birleşik Devletleri'nin Asya'daki çıkarlarına aykırı olduğunu ve Washington'ın stratejik avantajını kaybedebileceğini savundu.

Yeni tarifeler, Hindistan'daki binlerce küçük üretici ve ihracatçı için büyük bir sorun yaratıyor. Ülkenin Ticaret Bakanlığı resmi açıklama yapmamış olsa da, bazı yetkililer etkilenen sektörlere mali yardım sağlanacağını ve yeni pazarlar - Çin, Latin Amerika ve Orta Doğu - keşfedileceğini bildirdi.

Küresel Ticaret Araştırma Merkezi'ne göre, ABD'de Hint ürünlerine yapılan siparişler %90'a kadar azalabilir. Hindistan hükümetine göre, vergilerin doğrudan etkisi 48 milyar dolarlık ihracatı etkileyebilir.

2024 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 129 milyar dolara ulaştı. Yeni tarifeler devam ederse, bu rakam önemli ölçüde düşebilir.

Washington, Hindistan'ın Rus petrolünü satın almasının Moskova'nın Ukrayna'daki savaşı finanse etmesine yardımcı olduğunu iddia ediyor. Yeni Delhi bunu "ikiyüzlülük" olarak nitelendirdi ve ABD ile Avrupa'nın Rusya ile devam eden ticaretini hatırlattı.