Instagram, dünyanın en popüler sosyal medya platformlarından biri olup, her gün milyonlarca insan fotoğraf ve video yükler, arkadaşlarının ve ünlülerin hayatlarını takip eder. Bugün, platform yalnızca ilham kaynağı olmakla kalmaz, aynı zamanda insanların kendilerini beğenmeme, güvensizlik ve depresyon hisleri uyandırmada da önemli bir rol oynamaktadır. Instagram her gün yeni fotoğraflar, videolar, hikayeler ve reels’ler ile dolup taşar, ancak bu ne tür bir etki yaratır? Gerçekten de Instagram, psikolojiye daha fazla olumsuz mu yoksa olumlu mu etki ediyor?
Güzellik ve Mükemmeliyet Talepleri
Instagram ve benzeri sosyal medya platformları, insanları kendilerini başkalarıyla kıyaslamaya teşvik eder. Platformda sıklıkla ideal vücut hatları, pahalı arabalar, lüks evler, ilginç seyahatler ve mükemmel bir yaşam tarzı sergilenir. Bu durum, kullanıcıların kendilerini başkalarıyla karşılaştırmalarına, günlük yaşamlarını sosyal medya platformlarındaki "mutlu hayatlarla" kıyaslamalarına yol açar.
Psikolojide bu süreç sosyal karşılaştırma (social comparison) olarak adlandırılır. Instagram’ı uzun süre kullanan kişilerde sıklıkla düşük özsaygı, dış görünüşten memnuniyetsizlik ve "yeterli değilim" duyguları ortaya çıkar. Özellikle gençler ve ergenler, "ben kimim?" sorusuna cevap ararken bu karşılaştırmadan daha fazla zarar görebilir.
Instagram’daki birçok fotoğraf ve video, idealize edilmiş hayatları, güzelliği ve mükemmelliği yansıtır, ancak bunlar her zaman gerçek hayatı yansıtmaz. Bir kişi bu görüntüleri gerçek yaşam standardı olarak kabul ederse, psikolojik baskı ve stres oluşabilir, aile içi tartışmalar ve sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Beğeni ve Takipçi Baskısı
Instagram’da beğeni ve takipçi sayısı, birçok insan için öz-değer ölçütüne dönüşmüştür. Az beğeni alan paylaşımlar, kullanıcının kendini ilgisiz veya değersiz hissetmesine yol açar, bu da ruh halinin düşmesine, depresyona, kaygıya ve öz güven eksikliğine neden olur. Psikolojik araştırmalar, özellikle gençler ve ergenlerin dışsal değerlendirmeye daha fazla bağlı olduklarını, çünkü kimliklerini oluşturma sürecinde olduklarını belirtmektedir.
Instagram’daki beğeniler ve takipçiler aslında bir "değer ölçütü" haline gelir. Yani, insan kendi değerini gerçek hayatta başardıkları ya da kişisel özellikleriyle değil, sosyal medyadaki sayılarla ölçmeye başlar. Bu süreç, beynin ödül sistemini güçlendirir: her yeni beğeni, dopamin salgılar. Bu nedenle sosyal medya bağımlılığı gelişir.
Zaman Çalan "Scroll"
Instagram’ın ana özelliklerinden biri, kullanıcıyı platformda mümkün olduğunca uzun süre tutmaktır. Bu genellikle "infinite scrolling" (sonsuz kaydırma) aracılığıyla yapılır, algoritmalar kullanıcıların ilgisine uygun içeriği sürekli gösterir, onları saatlerce fotoğraflar, videolar ve kliplerle meşgul eder.
Sonuç olarak, insanlar zamanlarının büyük bir kısmını verimsiz faaliyetlere harcar. Günlük işler, okul veya kişisel gelişim geriye itilip, verimlilik azalır. Ayrıca, sürekli yenilenen içerikler ve hızlı değişen hikayeler, kullanıcıların dikkatinin dağılmasına neden olur, bu da ruh halinin değişmesine, kaygıya ve strese yol açar.
Gizli Pozitif Yönler de Var
Instagram, şüphesiz, yaratıcı düşünme, bilgi paylaşımı, iş yapma ve kendini tanıtma için büyük fırsatlar sunar. Birçok genç, platformu ek gelir elde etmek ve yeni arkadaşlar edinmek için kullanmaktadır — kullanıcı, bu platformu nasıl kullanacağını kendisi belirler.
Ayrıca, sosyal ağları verimli bir şekilde kullanmak, psikolojik sağlığı korumak ve zamanı daha verimli kullanmak için önemlidir. Instagram’ı bilinçli bir şekilde kullanmak, sadece mutlu olmakla kalmayıp, gerçek hayatınızın her anını değerli kılmak için önemlidir.
Telegram’da «Zamin»i takip edin!