
Ortadoğu’da gerilimin arttığı bir ortamda İran, uluslararası kuruluşlardan aktif bir pozisyon beklediğini açıkça belirtti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bir sonraki oturumunda İran’ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İravani şu sözlerle konuştu: “UAEA, İsrail’in nükleer tesislerimize yönelik saldırganlığı karşısında sessiz kalmamalıdır.”
İran temsilcisi konuşmasında İsrail tarafından başlatılan “İsyankâr Aslan” isimli operasyon hakkında konuştu ve bu faaliyetin uluslararası hukuka aykırı olduğunu, her ülkenin kendini savunma hakkına sahip olduğunu vurguladı. “İsrail saldırganlığı sona ermeden, İran kendini savunma hakkından vazgeçmeyecek,” dedi.
İravani ayrıca, İran’ın nükleer programının sadece barışçıl amaçlarla kullanıldığını kaydetti. Onun belirttiğine göre, ülke UAEA denetimindeki en kapsamlı incelemeler çerçevesinde faaliyet yürütmekte. ABD’nin askeri müdahale ihtimaline dair haberlerden kaygı duyduğunu ifade etti ve Washington’u tarafsız bir arabulucu değil, ciddi sonuçlara yol açacak bir unsur olarak gördüğünü gizlemedi.
Bu açıklamaya karşılık olarak, İsrail’in BM Daimî Temsilcisi Danny Danon sert bir yanıt verdi. İran tarafının uluslararası toplumdan kendini savunmada yardım istemeye hakkı olmadığını söyledi. “Dünya toplumunu şantaj yapmaya ve gerçeği çarpıtmaya yönelik girişimler ifşa edilecektir,” dedi Danon.
13 Haziran gecesi İsrail, İran’a karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. İran’ın nükleer programına yönelik bu saldırılardan bir gün sonra, İslam Cumhuriyeti karşılık verdi. Takip eden günlerde iki ülke arasında karşılıklı saldırılar gözlendi. Her iki taraf da resmi olarak ölü ve yaralılar hakkında bilgi verdi. Bazı askeri ve stratejik tesisler zarar gördü, ancak taraflar kamuoyuna verilen zararın sınırlı olduğunu vurguladı.
Son haftalarda müzakereler ve diplomatik girişimler oldukça yavaşladığından, durumun uluslararası düzeyde yeni bir aşamaya çıkabileceği ifade ediliyor. İran ile İsrail arasındaki çatışmanın yalnızca bölgede değil, tüm dünyadaki siyasi dengeyi etkileyebileceği vurgulanmakta.
İran’ın nükleer programı ve etrafındaki kriz, uluslararası siyasetin en önemli konularından biri olmaya devam ediyor. UAEA, BM ve ABD gibi güçlü aktörlerin bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği, yalnızca bölge değil, tüm dünya barışı için belirleyici bir unsur olabilir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler